12 Ocak 2014

[Epiphany: Humeyra.]

Gecenin bir vaktinde gelen ilham mi demeli buna, yoksa yillar once kendimden bile habersiz dusunmeye koyuldugum bir bilmecenin sonucuna en sonunda varmanin heyecani mi, bilinmez...
Bir cam kavanoz varmis onumde. Icinde yumak yumak yun. Kordugum, kalabalik, karisik halde. Oyle ki cam kavanozun icerisi gorunmuyor. Aliyorum elime cam kavanozu, diger elimi daldiriveriyorum icerisine, aradigimi bulacagimdan emin bir halde. Karistiriyorum, daha da derine atiyorum elimi ama nafile, o kordugumler arasinda aradigimi bulamiyorum. Buldum saniyorum mesela, yok, o degil, yine daldiriyorum elimi kavanoza. Artik oyle bir noktaya variyorum ki, elimi kavanozdan cekmeye calistikca daha cok kordugum, cikamiyorum. Tikilip kaldim o cam kavanozda iste. 
Diger kavanozlar nerede? Ipler nerede? Ben neredeyim? 
Gormuyorum. 
Iste Humeyra'da Kordugum ve Tutsana Ellerimi dinlerken boyle parcalaniyor icim. Hic sebepsiz degil de, eskilerden yankilanan ve bir zamanlar sebep olan bir sesle. Yerimden sicriyor, yeni bir cam kavanoza bakarken dalip gidiyorum. 
Peki ya siz ellerimi goruyor musunuz?