29 Nisan 2015

[The Walking Dead Post Season 5.]

daha bir önceki yazıda adını anmışken hemen walking dead yorumlarıma geçeyim. bu dizi beni heyecanlandırıyor, korkutuyor, insanlığımı ve belki de içimde saklı vahşetimi sorgulatıyor. ama bu dizi bu sezon çok bayıktı yahu. bu kadar da olmaz yani.

who the fuck cares about tyreese?

who the fuck cares about tyreese'in kız kardeşi?

neden bu gereksiz bölümleri yaptınız anlamakta güçlük çekiyorum. nasıl böyle bir dizinin hızını kesmeyi başardınız doğrusu ayrı bir yetenek.

who the fuck cares about peder bi de bu arada?!? ay zıkkım geber öl kurtulalım ama yoook, herkese bok atarsın, her boku yersen bir bunu beceremezsin değil mi? of be anam of be, gerçekten çok baydınız beni.

ne rick'in nervous breakdown'ları kaldı, ne carol'ın snap'leri kaldı. valla çok baydım düşündükçe başka olan birşey aklıma gelmiyor zaten. oysa birinci sezon böyle miydi misal? hala anlatırım atları tankları alışveriş merkezleri maceralarınızı. yazık.

işin özü neymiş efenim: iyi niyetle, pıtışlıkla, medeniyetle işler yürümüyormuş. bunu anlamanız için şehrinizi inşa etmiş mimarın boğazının cart diye kesilmesi gerekti. şükür aklınız başınıza geldi ya. of.

peki pederin kapıyı açık bırakmasına kaç puan veriyorsunuz? diziyle ilgili aklıma güzel şey dev entrika muhteşem sahne geleceğine mallıklar geliyor bak yazarken deliriyorum, olacak iş değil! bu nedir arkadaş ya, bir kapıcınız yok mu sizin? langır lungur diren zombiler götünüzü yeseydi de kurtulaydık cümleten sizden! of. of. of.

sezonun son birkaç dakikasında heyecan yaşadık ama bunun dışında geriye dönüp baktığımda sadece bayıklıklar anımsıyorum. yazık. azcık resident evil neyin izleyin de biraz kan potansiyelinizi doldurun ey sevgili yazarlar. w olayını çözemedik, gizemli torso'ları anlamadık, çılgın ceset partisi ve discoball'larını öğrenemedik. itiraf ediyorum, bu detaylar güzeldi de. ama yani lütfen entrika kurucam derken bir sezonu heba etmeyin utanmaz arlanmaz steven moffat'a benzemeyin.

zaman var, toparlanabilirsiniz. bir sonraki sezonda görüşmek üzere.

[Shameless Post Season 5.]

shameless. the ömür törpüm, pazartesi çilem, pazartesi keyfim, canım ciğerim. çok seviyorum bu diziyi. her bölümde ayrı bir entrika, ayrı bir olay, ayrı bir dram, ayrı bir performans. dizideki herkes en küçüğünden en büyüğüne öyle başarılı ki, insanın kalbi kırılıyor. şu diziye allahını seven bir ödül versin ya!

efenim fiona cephesi: direniyoruz. fiona mutluluğa kavuşamayışında yepyeni bir sezonu daha geride bıraktı. mike'la ayrıldığı sahneden, gus'a açıldığı sahneye, debs'le sohbetlerinden, v'ye dert ortağı olmasında, patronuna destek çıkmasından, ian'a sımsıkı sarılmasına bu sezon yine devleşti emmy rossum. canım benim. artık sen de mutlu ol ne olur.

bir an yeni ablamız sammy öldü sansam da galiba ondan kurtuluş bu kadar kolay değilmiş. anam kadın ian'ı ihbar etti filan, vay anasını diyorum. yine de hakkını vermek lazım, kadın çok komik, kadın çok harbi. insan ayıplayamıyor, çünkü zaten en nihayetinde frank'in kızı.

ian, canım ian, neler çektin be ian? monica'yla takıldığın bölümde "coming to senses" anların görülmeye değerdi. bir an havuzda öldüğünü sansam da çok şükür yine kazasız belasız atlattık bu sezonu. ama ne yalan söyleyeyim, bu sezonda sen de devleşsen de mickey de alkış hakediyor. diren be mickey. kapıya geldiğinde benden ayrılıyorsun değil mi deyişin beni çok üzdü bilesin. senin bu mutluluk/mutsuzluk sorunun ne şekilde çözülecek merak içinde bekliyoruz.

v ve kev, sizin hakkınızda uzun uzun yazmayacağım. ama şunu söylemek lazım, ulen siz bu dizideki ideal çiftimizsiniz, pull your shit together yahu. tamam toparlandınız da, birazcık boş bir telaşeydi bence sizin üzerinizden çevrilen entrika ama yine de kabul ettik ve olayların akışına uygun olarak gördük bence. lütfen keep on keeping it together.

frank. yahu frank sen nasıl bir adamsın? tüm sezonlar ve hatta bu sezon da tüm nefretimizi üstüne çekip, bir anda nasıl bütün takdir ve tontişlik puanlarını toplayabiliyorsun aklım almıyor. bianca ve senin için yazılan bu storyline çok etkileyiciydi. bianca'nın umarsız davranışları, senin hayata bağlı tutumunla onu da yanına çekmek isteyişin ve aslında ölümün soğuk ifadesinin hep tek başına yaşanıyor olması... allahım sen bize bianca'nın hissettiklerini hissettirme. ne üzüldüm, ne üzüldüm yahu, bilemezsiniz...

shameless'ın binbir konusunu işlerken, bir de böyle derin bir konuya parmak basması nasıl bir yetenektir tanrım yazarlara bahşedilen? tebrik ediyorum ve daha nice sezonlar diliyorum hepimize. bravo shameless ekibi, herşeyinizle walking dead'den önce izlediğim dizi olarak yine bir sezonu kapattınız. ha bu arada böyle dememin sebebi de bir kıstas almak değil. sadece walking dead kadar ilgi çeken, reytingleri coşan bir dizinin yanında aslında sizin diziniz binbeşyüz kat güzellikte yardırılması ama hep under-rated kalması sorunu. bir yandan shameless klanının bu şekilde limited edition hayran kitlesinde kalmasını istiyorum, bir yandan da tüm dünya sizi sahiplensin, takdir etsin istiyorum. ben daha böyle hissededurayım, öteki sezon görüşmek üzere gallaghers, sizi çok seviyoruz.

[Sleepy Hollow Post Season 2.]

efenim en önce sleepy hollow yorumlarımı patlatıcam buraya. doğrusu sezon finali beni çok mutlu etmedi. yani aslında zamanda geriye gitmek çok güzel bir fikirdi. orada onyüzbinmilyon şeyi değiştirip günümüzü geldiğimizde aslında buraları aynı şekilde bulamayacağımız gerçeği bir yana, katrina beni üzdü yahu. hiç aradığım dark willow konseptlerini göremedim. yani bıdıbıdı generali ölse nooolur, ölmese noolur? burada dikkatimizi çeken tek husus ichabod'un bu bölümdeki dünya yakışıklılığı ve tontişliğiydi. ay ichabod o slide to unlock kısmındaki ifaden çok tatlıydı ya. yeriz seni.

bu arada söylemeden edemeyeceğim, bu bölüm hakkındaki görüşlerimi yazarken özet görüntülerini filan incelemiyorum, artık aklımda ne kaldıysa o, kimse kusura bakmasın. bu sebeple uydurduğum veya öyle olmasını hayal ettiğim unsurları da buraya ekleyiverdiysem kusura bakmayın cidden.

ama sanıyorum şu hususu uydurmuyorum: katrina öldü. vay anam katrina öldü bu nedir? bir yandan üzüldüm, çünkü ichabod'cuğum cidden çok üzüldü, bir yandan da sevindim. kadın potansiyeline ulaşamadı ve mıymış mıymış aşk oyunları, kumpasları ve iç bayıklıklarıyla bizi darladı. bir nevi dizi yükünden kurtuldu, nasıl sevinmeyeyim? ama bir yandan da tabi şu korku beliriverdi: abby ve ichabod arasında bir şey yaratılacak mı, yoksa bff modunda bizim yoldaşlığımız gönül yoldaşlığının çok ötesinde kafasıyla devam mı edeceğiz? merak içindeyim doğrusu.

dizimiz de hazır bir sezon uzatıldığına göre, henry'den kurtulduk, katrina'dan kurtulduk, haydi hayırlısı diyorum. yepyeni sezonda buluşmak üzere dostlar.

[Aranağme 12.]

efendim uzun bir sürenin ardından eksik dizi yorumlarımı tamamlayıp, yeni başlayan ve debelenip bitirebildiğim diziler hakkında yorumlarımı yapacağım kısmetse. şükür kavuşturana.

geçen süreç esnasında oldukça yoğun bir program yaşadığımdan buralara yazamadım, ama hep aklımdaydı hep! yazmak düşündüğümden de fazla işlemiş içime, insan en çok bu kadar uzun aralar verince hissediyor. yazma tutkusundan ayırmasın tanrım beni.