07 Şubat 2017

[Kozalar.]

Yılın en beklenen, en bilet bulunamayan ve en kısa oyunu: Kozalar! doğrusu bu oyunun biletlerini daha haberi gazetelere düştüğünden beri arıyordum. ama ne mümkün! ekim ayı biletleri ağustostan bitiyordu adeta, ocak ayı kasımdan itibaren iptaldi. ama en sonunda bileti yakaladım ve balkonda, sahnenin tam karşısından izledim, ooh!

doğrusu ekip başarılı, zaten bu insanlara başarısız demek bana düşmez ama, bence oyun çok da büyütüldüğü gibi dev bir oyun değilmiş a dostlar. tamam, metin ve dekor güzel ama yakın zamanda çok fazla savaş filmi, göçmen buhranı izlediğimden ötürü, benim için biraz yüzeysel kaldı bu konuşmalar, kozalar. metin güçlüydü güçlü olmasına (adalet ağaoğlu tabii, nasıl olmasın?) ama yeteri kadar işlemedi içime, ne yalan söyleyeyim.

dediğim gibi, herkes başarılıydı başarılı olmasına ama, demet evgar'ın dişiliği ile ön plana çıktığı ikinci oyunu, benim gördüğüm. bu durumdan pek haz etmedim doğrusu. bu rol, kendisini daha kötü bir oyuncu mu yaptı? hayır. daha iyi bir oyuncu mu yaptı? ona da hayır. yani bilemiyorum, 39 basamaktan sonra da küçük tatlı sexual innuendo kafaları, oyunun metni ve etrafta salınan ağları düşününce, oyuna katkısı olan bir unsur gibi görünmedi bana.

dediğim gibi, izlediğim en kısa oyun rekorunu bu oyun elinde tutuyor. 45 dakikalık güzel bir oyun isterseniz (konu arka fonda savaş olduğu için boğucu denilebilir) izleyin, bilet bulabilirseniz. ama bu sezon, bu oyundan daha iyi oyunlar izledim, bu da bir gerçek.