29 Temmuz 2014

[Bayram Blues, or not.]

Sabah kahvaltisindan sonra teyzemlere gecerek baslattik bayrami. Adana dogumluyum, soran olsa adanaliyim diyorum dogrudur. Ama burasi da benim evim, kanima canima isleyen bir cocukluk ve biricik insanlarla dolu. Elimde degil, evimde hissediyorum, ne mutlu bana.

Tum gun hic birsey yapmayarak tatilin tanimina uydugumuzu dusunuyorum. Oglenden aksama kadar 51, resmen tum yil hayalini kurmustum, gun be gun hep gerceklestigine tanik olmak harika bir his.

Aslinda bu yaziya baslarken esas yazmak istedigim yere vardim. Dun aksam, bayram yemegi yerken aklimdan gecenler. Akordeon, darbuka, meze ve raki esliginde ailecek karsiladigimiz bayramda an geldi, herkes aramizdaki eksiklikleri dusunup daldi gitti bir an. Ama o an yedigim kavunda, kan kirmizisi sarapta ve ev yapimi cevizli baklava tum gidenlerin masamizda oldugunu hissettirdi. Eksik degil, tam degil, ama bir sekilde beraberdik o an.

Iste mutlulugun resmi boyle bir sey Abidin. Sevincli ama bir tutam huzunlu, tam ama eksik, eksik ama beraber.