09 Mayıs 2013

[Post Revolution Episode 16: The Love Boat.]

[uzuunca bir aradan sonra iki kelam birşeyler yazmayı bir borç bildim ilk fırsatta.

öncelikle izlediğim dizilerden başlamalı:]

revolution'da keyifler iyi. en sonunda danny'i bulalım çilesinden ciddi anlamda bir isyana ve hatta devrime doğru ilerliyoruz. dizinin derhal son dakikada birşeyler gösterip en sonunda ne olduğunu göstermeden bitmeye ara vermesi lazım. sneak peak yapıp sonraki bölümde olayı patlatmayı alışkanlık haline getirmeleri lazım. bir de şu konuya parmak basmalı: charlie'nin anası ve aaron'ın kuleye olan yolculuğunda bu gizlilik hile desise entrika artık son bulsun. valla içimiz sıkıldı. paralel devreler yok efendim seri bağlantılar bilmemne derken valla beni benden aldınız. bak ne güzel meredith grey'in annesini çılgın teyze rolünde getirdiniz bir heyecan geldi bölüme ne güzel oldu. ay bir de miles'ın ben karanlık adamım, bu adama dönüşmek istemiyordum, ah dönüştüm vah dönüştüm allah sizi kahretsin yorumlarını alıp bir tarafına sokasım geliyor. shut the fuck up miles. bak charlie kırk yılda bir plan yaptı aileyi serbest bıraktı filan, hayretler içindeyiz doğrusu. charlie'nin kendi kendine birşeyler başarmış olmasına inanamıyoruz doğrusu. dğer bölümlere doğru ilerlerken -bu arada bölüm sonundaki nora/miles sahnesi gözlerden kaçmadı, yoksa reytingleriniz mi düştü yıh yıh yıh- hissediyorum ki hala gelmeyen ikinci sezon onayıyle birlikte öteki sezona bu diziye veda edeceğiz. diliyorum ki tüm merak konusu soruları cevaplarsınız canlarım. bu yazının sonuna gelmeden bir de o çirkefler çirkefi neville'e iki çift sözüm var. survival of the fittest değil, survival of the omurgasız'a örneksiniz ailecek, geberip gideydin de kurtulaydık. neyse, oğlunu sevdik, karın da grey's anatomy'den sevdiğimiz biri. artık katlanıcak sana. tabii ki en yummy kısmı sona sakladım. monroe. canım monroe. seni çok seviyorum monroe. adeta bu kadar olur yani. bu kadar sakin olup da bu kadar kötü bir karakter oynayan bir insana tanık olmadıydık, pek güzel oldu senin gibi bir badass karakterin olması pek iyi oldu. ama emma'nın vurulduğu sahneden önce oğlunun olduğunu öğrenmen pek şaşırtıcı olmamakla birlikte, merak ettik, acaba sezon onayı gelmeyen bu dizide kalan bölümlerde o hikayeyi bağlayacaklar mı diye. bir diğer husus da tabi, emma ve sana ilişkin. emma anacığım bir karar vereydin iyiydi. miles ve monroe'yu aynı anda işletmeler ama aslında monroe'ya aşık olmalar filan, 5 dakka içinde diziyi dawson's creek'e çevirdiniz. heh. evet, hızımı aldım, yazımın sonuna geldiğimdir. selam olsun.