16 Temmuz 2013

[Dexter S8E1-2-3.]

efendim dexter'ın uzun süredir beklediğim son sezonu başladı, hemi de ne başlangıç oldu öyle anlata anlata bitmez. ancak malesef ki bu anlata anlata bitemezlik, olumsuz yönde gerçekleşti. açıkçası ben her bölüm birilerinin peşine düşüp adam öldürdüğümüz ve vicdanımın rahatladığı, toplumun çöpünün dışarı çıkarıldığı o dakikaları izlemekten büyük keyif alıyordum. ama şimdi dexter ve debranın çilesi temalı bir sezon başlangıcı yaptık, mutsuzum. en nihayteinde o duyguları olmayan adamın baba olması, evlenmesi, çoluk çocuğa karışmasıyle birlikte cinayetlerine devam ettikçe mutlu olmaya devam ediyor, enteresan katillerin hikayeleriyle bambaşka dehşet alemlerine gidiyordum. ama şimdi all we have left is family drama. ilk bölüm bu bağlamda beni kesmedi, alkole bulanmış undercover çalışan deb ise içimi baydı. her ne kadar jennifer'ı bu kadar wasted izlemek, kendisinin gerçekten yetenekli olduğunu gösterse de, enough is enough çocuklar.

aşağıda ikinci bölümü izlerken an be an aklımdan geçenleri yazdım. ikinci bölüm ilk bölümden daha başarılıydı. öncelikle vogel kararkterinin diziye girişini pek sevmiştim. ama ikinci bölümde onun dexter'ın sırrını kendisinin öğrenmediğini gördük ya, o bağlamda da bir mutsuzluk yaşadım. buyrun efendim, burdan yakmaya başlayın:

olacak iş değil lan! allah sizi kahretmesin! ben sandıydım ki doktor kadın olayı kendi kendine çözen bir genius. ama meğersem harry gümbür gümbür gitmiş ve her boku anlatmış! olacak iş değil!

spiritual mother! aman tanrım inanamıyorum şu an, resmen dexter çekip vuracak kadını!

kadının soğukkanlılığı beni o kadar etkiledi ki, inanamıyorum şu an. ikinci bölümle şimdilik hem çok mutlu hem de çok mutsuzum. haydi hayırlara yazsın.

JACK BASS ASLINDA QUINN MIII? OHANNES YAŞADIĞIM ŞOKUN TARİFİ YOK ŞU AN!

yareppim katil kadın mı!!!

ay yok çok şükür değilmiş!

bu arada kadının soğukluğunun altında bir problem var. kadında hasta bir hava var. çözemiyorum şu an. cidden çözemiyorum.

"put things into perspective" en sevdiğim ve en gıcık olduğum cümle. vay amk.

o cd'de rita'yı öldürenin dexter olduğu görüntüleri olsa mesela, muhteşem olmaz mıydı?

çok merak ediyorum. cidden çok merak ediyorum. kafatasını nasıl böyle düzgünce kesip çöt diye aynı noktayı çıkarıyorlar merak ediyorum. ya sabır, bu normal değil bence ya. pof.

kadını öldür. debi öldür. idam koltuğuna otur. var ya eğer klişe bir son olursa elim yakanızdan düşmeyecek.

debra final bölümü gelmeden ölürsen kafana sıçıcam. bu nedir la? peşinde bir kiralık katil gezen adamın çalıntı mücevherlerini ararken başına gerçekten birşey gelmeyecek diye mi düşündün? yoksa ciddi ciddi belanı mı aradın? pof.

jamie'yle quinn'in kıçıkırık ilişkisi de çok umrumuzdaydı cidden. ay valla bu dizinin comic relief'leri iki sezondur beni benden alıyor.

aha, quinn hatırladı bu herifin adını. ay merakımın içine sıçtınız. valla sıçtınız. katil vogel'mış, tarz değiştirmiş, bay harbour butcher suçunu da üstüne alırmış mesela. of.

deb, bacım çok sarhoşsun. sekiz sezondur sarhoşsun hatta. pull your shit together. dexter'ı depresyonlara sokmaya biraz daha devam edersen seni ben boğucam.

paslı cinayet takımı olan seri katil olur mu la? adam intihar etmiş ve intihar eden adam sizin aradığınız değil. daha bölüm 2, bismillah yani.

"indispensible demographic" vauv.

ay kadın itiraf etmeye geldi ben seize diyim!

angel mutlu olsun diyenler kulübu onursal üyesi. tanıştığımıza memnun oldum çocuklar.

aman tanrım! debra tam şu an düşüp bayılman > ben katilim diye bağırman.

dexter bir kere daha deb'in kıçını kurtarıyor sayın seyirciler.

"you really wanna play the what if game" sert oldu bu deb. vauv. sekiz yıl sonra geldiğimiz nokta bu mu?

takır takır adam öldürdüğümüz bölümler bitti. nevrotik teenage ilişkileri ve kavgalar başladı. seriously, deli olacağım.

dexter bi kutu da çikolatalı dondurma aç tam olsun. regl olcan galiba.

hay ağzına sıçayım böyle işin lan! sıradan kıçıkırık bir polisiye olduğuna inanamıyorum dexter çok mutsuzum.

üçüncü bölümle ilgili olan izlenimlerime gelince. deb ve patronu, artık aranızda ne bok olacaksa olsun, patronun göz süzmelerinden içime fenalık geldi. bu bölüm diğer iki bölüme göre bayaaaaa heyecanlı geçti benim için. zavallı quinn, he still has something going on for debra, üstelik farkında değil. kadın ben öldürdüm diyor, hala inanmıyor adamceğiz. tabii jamie'ye de yazık ama yeani, quinn, valla aferim kırk yılda bir işe yaradın. dexter, sözüm sana. o iğneyi bir gn debranın üzerinde kullanacağın günü bira da dehşetle bekliyordum. sarhoşken kullanıp sızdı diye kaçırıp götürmen inanılmaz ironik oldu, bilesin. bu arada spor aletleri satan adam, yemin ediyorum midem kalktı. daha ne akdar vahşet dehşet mikropluk bokluk göreceğim diyordum özellikle walking dead'in kuyu girişi parçalanan cesedinden filan sonra, aman tanrım PARMAK ÇORBASI YAPMIŞSIN LAN!!! DOLABINDA KARACİĞER, MARİNE BEYİN, BALDIR FİLAN VAR! yeminlen dexter'ın bile midesi ağzına geldi, bu nasıl bir iğrençliktir! ama şimdi bir kere daha kızdım. niye onu öldürdüğünü göstermediniz?!?!?!? bir perfect anımız vardı, onu da aldınız. kalbin durmasını ve bu pisliğin dünyadan kayıp gittiğin görmek istiyorduk, yine famil drama ortasında bıraktınız, teessüf ederim! neyse efenim, debra iyice dağılıp giderken, olayları iyice merak etmeye başladım. vogel ve debranın seanslarını merak etmekten öte, en çok katili merak ediyorum. adam bayağ yaratıcı, baya vahşi ve hiç ipucu bırakmıyor. vay anasını sayın seyirciler. merakla bekliyor bekliyor bekliyoruz. uzatmayacağım, soluğum kesildikçe mutlu olmalara devam.