23 Temmuz 2013

[Doctor Who Proms 2013 - Royal Albert Hall / Ode to Doctor.]

yazmak zorundayım yazmak zorundayım yazmak zorundayım! yaklaşık iki buçuk saat süren doctor who proms'u dinledim ve mutluluktan öleceğim desem yeridir.

şu an ne çalşıyor bilin?

VALE DECEM. (gerçi ben orjinal yorumunu daha çok seviyorum ama bu da kabulümüz. david'e olan sevgimiz bitecek gibi değil.)

yareppim hüzünden, mutluluktan, duygu karmaşasından öleceğim öyle böyle değil.

bir kere matt'in proms'a bizzat katılmış olması hakkındaki yorumumu yapayim. seni ben yerim matt! seni yerim ya yerim! ne semptaik, ne minnoş, ne harika, ne komplekssiz bir insan çıktın! yeminlen değişirken çok ağlayacağım! biliyorum çok ağlayacağım, delireceğim.

kulağımda theme music çalarken şu hayatta olmam mümkün değil.

başka bir alemdeyim ben. başka bir alemde, muhteşem bir yaşam sürüyorum. galaksiler geziyorum, geçmişe gidiyorum, gözyaşı döküyorum, geleceği merakla bekliyorum. hayata dair herhangi bir endişem, düşüncem, hissim yokk. sadece merakla kavruluyorum! delirmemek elde değil!

carmen mi istersiniz, bach mı istersiniz herşey vardı proms'da! üstelik carmen'in asylum of the daleks'de çalmış olduğunu hatırladıktan sonra daha ne diyeyim yahu ne diyeyim! seyirci delirdi canım benim. ne yapsınlar, ben orda olsam ben de delirirdim, ne yapsınlar?

gelelim en başa, yorumlara en baştan başlamalı. mad man with a box. the most haunting melody ever! ne güzelsin sen, ne güzelsin.. bu yapayalnız, yaşlı, eski adamın genç vücudundaki derin gözlerini daha ne kadar güzel anlatabilir bu şarkı? seni sevmiyorken beni ne hale getirdin matt smith? moffat, sen bir karakter genius mısın nesin? eccleston sonrası tennant'ı, tennant sonrası smith'i nasıl sevdirdin bize? gözyaşlarına boğulmak, geçen zamanı ellerimde tutup geri çekmek istiyorum. bu şarkı bende o hissi uyandırıyor işte. bir zaman yolcusunun, bir zaman lordunun bile geçen zamana engel olamayıp aslında ölümlü olması beni dehşete düşürüyor. aynı zamanda hayali bir karakterin bile fani hayata yeniliyor olması müthiş bir huzur veriyor. canımsın doctor. büyüksün doctor.

I am the doctor! bu şarkıyı tek kelimeyle tanımlamak için düşünmeme gerek yok. bu şarkı çok seksi! çok yani çok! şimdi bu noktadan sonra şarkıyla ilgili ne yazsam kinky olacak bu sebeple yazmıyorum amma, bu şarkının sahnesinin de yeri bende ayrıdır! doctor'un tepesinde dönüp duran düşmanlarına bakıp stand still cause i am talking! dediği andaki muhteşem zafer hissi ile let somebody else try first dediği andaki müthiş özgüven karışınca bu dünyadan kopuyor ve pandorica'nın patlayıp evrenin yeniden yüklendiği bir evrene geçiveriyorum. yapacak birşey yok! hay stonehenge'e kurban olduğum!

gelelim bir başka harika şarkıya! companion suite'le beni can evimden vurdunuz. rose's theme çaldınız abi ne istiyorsunuz, size canımı mı vereyim yahu? orada o iki notayı görüp piyano sesine o kadar inanamadım ki yani mutluluğun tanımı tekrar yapılmalı, adına da rose's theme in companion suite at proms konulmalı. ya da bir kısaltması RSICSAP gibin. çok tatlıydı çook. martha'yı hiç sevmediğimi heeer zaman söylüyorum zaten! tabii ki onun theme şarkısı bir kere bile dinlemedim. yalan olmasın, donna'yı da çok severim ama onun da rueful fate of donna noble'ını dinlemekten theme müziğini hiç dinlemediğimi fark ettim. ama rose'la başlayan ve pond'la biten bu suite beni çok mutlu etti, teşekkürler murray gold.

geliyorum the final chapter of amelia pond'a. çok zalimsiniz. çok. bölümde ağlamaktan helak olduğum yetmiyormuş gibi, burada da bu boku yediniz, sizi esefle kınıyorum. çok ama çok üzdünüz beni. halen pond'ların bu şekilde gitmesini kabul edemiyorum. birbirine başlayan bu kadar çok hikaye arasında onları ancak arasıra bize çıtlatmanız beni çok üzdü. üstelik geçen sezonun sonunda en sonunda river'ın veda ettiğini düşünürsek korkarım bu ikiliyi asla göremeyeceğiz, such a shame. doctor'u bırakıp giden amelia pond. you will always be remembered.

rings of akhaten. yahu bu şarkı bu kadar güzelken, diziden çektiğim kayıt o kadar duygusalken, doctor'un monologu belki de 3 sezonunun en başarılı performansı iken, siz bu şarkının niye içine sıçtınız çok afedersiniz! bi kere kızın sesi aynı değil, otur! sıfır! adamın sesi kızın sei ve o sahnenin epic hissini azaltmış. kazulet sesini koymasanız iyi olmaz mıydı? o sahnede artık adam söylemiyordu, oradaki seyirciler söylüyordu, yazıklar olsun! beni çok üzdünüz. bu arada burda şarkı söyleyen kızı tanıyormuşuz. game of thrones'daki baratheon'un yüzü yaralı olan kızıymış bu kızımız. tabii ben sadece radyo kaydını dinleyebildiğim için kızı göremedim amma aldığım havadisler, okuduğum yazılar bu yönde. Neyse efenim, dedigim gibi maalesef bu sarkinin bu versiyonu beni mutlu etmedi ama we all love doctor, kabulumuzsun canim.

All strange creatures'a gelince. Valla bu sarki da cok guzeldi. Diziyi izlerken kendimi kaybettigimden olsa gerek arkada calan sarkilara pek dikkat etmiyorum, dogrudur. Ama bu sarki epik havasiyla her bolumun arkasinda olabilecek bir melodiyi kulagima yerlestirdigi icin acikcasi kendisini taniyormusum, haberim yok. Ve hatta i'm the doctor melodileriyle bitmesi de ayri bi sempati kazandirdi kendisine gozumde. 

Geliyorum impossible girl'e. beautifully beautiful. Hayran oldum dogrusu. O hassas, kirilgan, an gelince korkak, ama defiant, kaderini kabullenen, fildir fildir donen gozleriyor kim oldugunu ogrenmek icin deli oldugumuz clara oswin oswald'in sarkisi cok guzeldi coook! O minik piyano dokunuslariyla babasinin ustune kapanan yapragi gorduk, hissettik. Canim clara. Salvage of a lifetime dedigi zaman doctor cok bozulmustum. COK. Ama meger sen, salvage of a lifetime degilmissin, doctor senin salvage of a lifetime'inmis. Ne guzeldin ne guzel. Kurtardin onu. Belki de katilinin yuzune gulumseyen bir karakter oldun. Yerin bende cok ayri artik. Kendimi gordum belki sende, belki de olmak istedigim kisiyi gordum. Cok cok baska yerlere gittim clara. Ve bu sarki beni yeniden bu yolculuga cikardi. Cok tesekkurler murray gold, cok tesekkurler ben foster. 

Aradaki eskiler, yarismalar ve dahi medley kismini geciyorum. Ama sunu soylemeden edemeyecegim. Doctor'un ilk companion'i sahneye cikti ve bir sarkiyi sundu. Megersem bu kadin doctor'un ayni zamanda torunuymus. Adi gallifrey dilinde rose demekmis!!!! Seriously cocuklar are you kidding me??? Rose tyler ve ilk companion. Yillar sonra gelen ilk companion'in adinin tesaduf olmasi imkansiz. Nasil rosenberg davasinda cadi avinin yasanmasi ile buffy'deki guclu cadi willow'un soyadinin rosenberg olmasi tesaduf degilse, bu da olamaz. Inanmam. Inanamam!!! Harikaydi!!

About name of the doctor: Allahim this is gallifrey calan orkestraya kurban olayim. Daha ne diyim! Daha ne diyim yahu! O en sonda yavaslayan, river'la olan sahnelerde icimizi parcalayan kisim, o cirkefler cirkefi great intelligence herifinin sesleri, hay o sir seni de yutsun kankalarini da lan diye ciglik atmak istedim ancak bu kadar olur! Aaah ah, clara'nin o timeline'a atlamasi, doctor'un pesinden gitmesi... Nesilden nesile anlatacagim. Cok net. Nasil atlatmiyim? clara'nın kendini gözünü kırpmadan feda etmesi mi dersin? tüm doctor'larla tanışması mı dersin? o miniminnacık haliyle ayakta kalmak için tüm çabasını mı dersin? yoksa doctor'un orada olduğuna inanamayan bakışlarında, doctor'un hayal olmadığını anlayınca parıldayan umudu mu dersin? ve dahi River'in bakislarini, doctor'un ona zarar vermemek için değil de kendisinin canı yanmasın diye dakikalarca onu görmezden gelmesini nasıl unuturum? tıpkı river'ın bileğini kırdığı bölümkü gibi, o anlar içime yerleşti, bir virüs gibi düşündükçe içimi acıtıyor. ah doctor ah. çok mutsuz ettin beni bu bölümle. alacağın olsun. ve moffat. sana herşeyi helal ettim. bilesin.

song of fifty. murray gold, vur dedim öldürdün. bu nedir murray, sen beni öldürmek mi istiyorsun? 5 tane doctor'un aynı bölümde buluştuğu kasım ayı bölümünü izlemeden beni öldürmek mi istiyorsun? bu sözler... ah bu sözler nedir murray?

"it's not the end yet there is no end"

fani, ölümsüz, sınırsız, kontrollü, hassas, sert, yumuşacık. doctor.

doctor.

happy birthday.

happy birthday doctor.

happy birthday.

doctor.

iyi ki hayatıma geldin.

faniliğimin tüm sınırlarına kadar zorlandığı, tüm çıplaklığıyla bana hatırlatıldığı bu senelerde, 45 dakika olsun beni dünyadan alıp başka galaksilere götürdüğün için binlerce teşekkür.

insanların yazarak yarattığı, insan olmayan biri olarak bende yarattığın tüm insani duygular için, fani telaşlar, ölümlü korkular ve en önemlisi ucu bucağı evrene, zaman sınırı milyar yıllara dayanan bir hayal gücünü sağladığın için binlerce teşekkür.

sen olmasaydın, bu kadar çok gerçeklik arasında nasıl bir hava boşluğuna başımı sokup derin ve kesik nefesler alacaktım kim bilir?

binlerce kez teşekkür.

doctor.

happy birthday.

doctor.

The word for healer and wise man throughout the universe.

doctor.

**cue** [Doctor Who Theme]

[coş] [için kıpır kıpır olsun] [içinden işte bu diziyi bu yüzden için izliyorum de] [ayağa fırla danset] [ıslık çal] [tempo tut] [coş] [coş] [gözlerinin önünde time vortex'in aktığını gör] [delir] [delir] [delir] [delir]