12 Ekim 2013

[Dexter Sezon 8: Epilogue.]

dexter'ın dizi finali. bu konu hakkında yazmadan önce öncelikle bir saygı duruşunda bulunmayı bir borç bilirim. bu diziye başladığımda lisedeydim. bittiğinde master programındayım. ne kadar zamanın geçtiğini, ne kadar çok şeyin değiştiğini ve dexter'ın tüm bu zamanlar içerisinde bana hep keyif veren, context'lerin değişmesine rağmen temasını kaybetmeyen bir dizi olduğunu belirtmeyi bir borç bilirim. ilk sezonunda izlediğimiz ice truck killer, ikinci sezonda bay harbour butcher, üçüncü sezonun çirkef savcısı, dördüncü sezonun mighty trinity killer'ı, beşinci sezonun jordan chase'i, altıncı sezonun doomsday killer'ı, yedinci sezonda karşımıza çıkan hannah ve rus mafyası örgüsüyle birlikte dexter'ın meşhur gizli kimliğinin ortaya çıkması artık sekizinci sezonla birlikte zirve noktasına varmıştı. dürüst olmak gerekirse sekizinci sezonu çok beğenmedim. tamam, güzel anlar oldu, mesela vogel'ın diiye dahil olması ve öldürüldüğü an muhteşem derecede anlamlı ve sert olmakla birlikte -dexter'a yaraşan da bu değil miydi zaten?- sekizinci sezon aile dramı dışında pek birşey vermemişti bana. ama yine de söylemek lazım: debra'nın hikayesinin sona erişi bu şekilde mi olmalıydı? biliyordum ki debranın bir mutlu sonu olmayacak. ama ölmesi gerekir miydi? emin olaıyorum. daha sonrasında düşündüğümde sanıyorum ki onun hikayesi ancak bu şekilde closrue'a ulaştırılabilirdi sanıyorum. neyse efendim, zaten ucundan giriştik, gelelim son bölüm yorumlarıma.

kabul edemeyeceğim bir son yaşadık. dexter kendine mutlu sonu biçemedi, biçmedi. amerikanın en sevilen seri katili tagline'ı ile satılan bu dizi, dexter'ın mutsu yapayalnız, çocuğunu yabancı bir kadına emanet etmiş bir şekilde cinayetlerin devam etmesi senaryosuyla devam etti. hayır. böyle birşeyi kabul etmem mümkün değil. 

debra. beni ağlattın. alacağın olsun. quinn karakterini boş boş comic relief olmayan sahneler yarattığı için zaten sevmiyordum. ama yine de sizin mutlu olmanızı istemişim galiba, daha sonrasında düşününce anlıyorum. en nihayetinde fırtınada suya bırakıldın debra. of. mutsuz oluyorum düşündükçe. çünkü başka bir son olamazdı. dexter debrayı o halde bırakamazdı. bu konuyla ilgili yazmayacağım. yazamayacağım. çünkü it breaks my heart in ways you cannot imagine gençler. ama dexter'ın debranın fişini çektikten sonra yine akıntıya doğru gidip onu o raya bırakması, son darbe oldu. artık bıçak darbesini sırtımdan mı aldım, kalbimden mi aldım bilinmez. ama çok acıdı dexter. expected. ama heart breaking. 

ilk 4 sezonunu ikişer günde oturup izlediğim, sonraki her sezonunu soluk soluğa her hafta heyecanla bekleyerek takip ettiğim dizim sona erdi. dilerim bu kadar iyi bir polisiye karşımıza çıkar. ama bir yandan da diliyorum ki bir daha böylesine saran bir dizi çıkmasın karşıma. o zaman daha büyük bir efsane olur belki dexter. sonu unutulur. glorious days akıllarda kalır. çünkü benim hep öyle kalacak. dexter ve bir kutu kan örneği. fit to kill an be on time for dinner.

dexter. en sevdiğim seri katil.