14 Aralık 2014

[Once Upon a Time: S4E10.]

eveeet, en son bir haftalık araya shattered sight bulutları storkbroke'a doğru gelirken girmiştik. bu bölümde ise once upon a time'da yeni bir büyü heyecanı vardı. ama bu seferki bir başkaydı. çünkkü insanlar karşısındakilerden değil kendilerinden korkmalardaydı. açıkçası kimse değil regina'nın sahnesi beni çok etkiledi.

robin'ciğime bakıp seni ezberlemeye çalışıyorum dedi regina. bana aşkla bakan gözlerini ezberlemeye çalışıyorum.

youv. bu kadarı yüreğime çok fazla geldi. allah aşkına give her a break ya senaristler. diren regina.

efendim, bölüm boyunca hazırlık aşamalarını gördük. regina henry'i aldı, korunacağı bir odaya kapattı. kendini vault'una kapattı kimseye zarar vermemek için, robin'ciğimi gördü. mıymış charming'ler kendilerini karakola kapattılar. veee emma elsa anna ve kristoff ortada kaldı. kristoff da kendini kelepçeledi bu arada. ama kendisi o kadar tipitoş harika bir insan ki, shattered sight hali bile minnoşlukta komikklikte bir dünya markasıydı doğrusu. kalp kristoff kalp!

aslında bu bölümün esas hikayesi anne ve kristof'tu a dostlar. öyle bir çift düşünün ki aşkta charminglerden filan üstün olsunlar, sempatiklik ve komiklikte ise dünya şampiyonu. valla işte bu çifti öylesine seviyorum. sandığın içinde denize atılınca bile harikalardı. bravo bravo bravo.

şimdi bölüm hakkındaki bir numaralı yorumuma geleyim. ya siz hangi akla hizmet elsa'nın kardeşinden vazgeçip tanımadığı etmediği sallamadığı bir kasabayı kurtarmaya çalışacağını düşündünüz, bana bir anlatın hele. tabii ki o kolyeyi vermeyecekti. tabii ki!

nitekim tüm bu olaylara değdi ve bence müthiş bir kavuşma sahnesiyle bu elsa anna kardeşler buluştular. çok mutlu oldum çok. beni tek üzen kısım the şişedeki mesajı görmedi kimse ama sonradan yazdığım bu yazı vasıtasıyla söyleyebilirim ki o şişe bulunuyooooor!

neyse efenim bu haftalık bu kadar. bir sonraki bölümün muhteşemliğini anlattığım yazıda görüşmek üzere.