14 Aralık 2014

[Savaş.]

geçen yıl şubat ayında twitter'da dikkatimi çeken hareketlenmeler oldu sayın seyirciler. fark ettim ki damla sönmez'in rol aldığı bir tiyatro oyunu sahnelenmeye başlamış. bu arada bu heyecanın sebebi şurdan geliyor: türkan saylan'ın hayatından kesitler taşıyan türkan dizisinde tanıdım kendisini. bu diziyle birlikte çok harika oyuncular tanıdım ne mutlu ki. mesela tiyatro pera'yla tanışmam ve nesrin kazankaya'ya hayranlığım türkan sonrasında kendisini merak edip kendi yazıp oynadığı ve yönettiği oyunları izledikten sonra başlamıştır. işte efendim bu seriyi pınar öğün'lü mi minör muhteşem bir şekilde devam ettirdi. acep damla sönmez nasıl bir oyuncu derken gözlerimi bu oyuna açtım. tahmin edersiniz ki bende bir heyecan bir heyecan ki sormayın. üstelik ekibin geri kalanına baktım, heyecan kat be kat arttı. ekip inanılmaz!

tabii sonrasında bir hüzün sardı.

ben isviçre semalarındayken oyun sahnelenmeye başladı ama ben izleyemiyorum. ne olacak, kaçıracak mıyım filan fıstık derken efendim derken en sonunda cumartesi akşamı savaş'ı yakaladım. oy, iyi ki yakaladım.

merak ettiğim damla sönmez'in karakteri oyunun anlatmak istediklerinin yarısını saklayan dili ile birlikte beni çok etkiledi. hatta bir sahne var ki -tam önümde cereyan ettiğinden belki de- dehşete kapıldım, kanım dondu. dizlerimi göğsüme topladım desem yeridir. of.

bir yandan da ecem uzun'dan bahsetmek istiyorum. zati kendisi bir çok ödül almış bu oyundaki performansı ile birlikte. doğrusu hak etmiş. bravo bravo. attığı kahkahalar, çığlıklar, oynadığı oyunlar, koluma dokunma deyişi bir süre gözümün önünden gitmeyecek.

tilbe saran'ın yüzündeki hüzünlü ifade, çaresiz iğrenme, aşk uzunca bir süre aklımdan silinmeyecek. nasıl silinebilir ki? yatağın tozu hala içimi bunaltırken, orada yaşam savaşı veren bu kadın nasıl silinebilir soruyorum size sayın seyirciler.

sermet yeşil ise şubat'taki deli karakteri ile dikkatimi çektikten sonra yine kalbimdeki ayrı yerini korumaya devam edecek. sevgi dolu halleri, korkak halleri, kıskanç halleri... bravo bravo bravo.

izleyin izlettirin dostlar.

dipnot: bu arada girince hemen sağ taraftaki ikinci sırada oturdum, karton üzerine battaniyenin serili olduğu köşe sağ alt çaprazımda ve aynı zamanda önümde kaldı. bu noktadan izlemek çok güzel, tavsiye ederim. ufak bir eleştiri olarak diğer yerlerden izlemenin çok iyi olmadığını düşünüyorum. her ne kadar oyuncular sahneyi çok güzel kullansalar da (yerdeki beyaz çakıllar çok akıllıca seçilmiş bence. çünkü en ufak hareket izini belli ediyorlar, sahnenin zeminine de bir yaşanmışlık katıyorlar) oturma düzenine göre esasen girişe paralel oynuyorlar diyebilirim. diğer yerlerde oturmak görüş açınızı etkileyebilir, dikkat.