14 Aralık 2014

[The Walking Dead: S5E8.]

efendim the walking dead'in sezon yarı finalinin yorumları ile karşınızdayım.

ama sorarsanız ne yazacaksın diye, ben de sorayım size: ne diyeyim ki?

tüm bölüm adeta bir icc tahkimi havası yaratıldı, planlar, düzenekler, pazarlıklar bilmemneler yapıldı. ne için? soruyorum lan ne için?

norman reedus'un saatlerce ağladığını duyduğum anda iki kelime belirdi zihnimde: carol. beth.

önce içimden carol'ın ölmesini geçirdim ama o kadar güçlü bir karakter ölmez diye düşündüm. çünkü o diziden çıkarsa rick'in mıymışlıklarını dengeleyecek biri kalmaz. denge baya sarsılır.

düşününce beth dedim. beth. sevdiğim bir karakter kendisi. tough bir kere. dizide başladığı noktadan vardığı noktaya baktığımızda en büyük değişimi gösterenlerden. güçlü. başkalarının zaferleriyle bile mutlu olan bir kız. soğukkanlı. yani göründüğü kadar minnoş ve güçsüz değil.

her ne kadar beth'in öleceğini anlamış olsam da böyle birşey düşünmemiştim. olmadı ya olmadı son dakkada.

bir de tabii maggie yüzü var madalyonun. o da bir bölüm içinde kaybettiğini sandığı kardeşine kavuşmayı bekledi, bir bölüm içinde kaybetti. aaah ah. kahroldum yeminle kahroldum.

daryl'in kucağında beth'le çıktığı sahne ben bittim.

sevindiğim tek şey beth'in zaten başından vurulması oldu. yoksa öldükten sonra bir kere daha öldürülmesi gerekecekti. kim yapacaktı ya kim? daryl'ciğim mi? maggie mi? carol mı? of çok daraldım yeminle yazarken bile.

kış sonrasında göreceğiz bakalım bizi neler bekliyor. bakalım birkaç ay sonra mı başlayacak yoksa olayların hemen ardından mı?

ne olur bilinmez, ama ben o zamana anca toparlanacağım.