10 Ekim 2012

[Mevsimler.]

önceleri hiç bir önemi yoktu mevsimlerin. hatırlamazdım bile nasıl giyindiğimi, şemsiye aldığımı, eldivenlerimi bir yerde unuttuğumu. önceleri mevsimleri bilmeme gerek yoktu. annem giydirirdi ya, onun bilmesi yeterliydi. 

sonraları mevsimleri anlamaya, öğrenmeye başladım. sonbahar sabah erken kalkmaya başladığım mevsim oldu. ilkbaharsa dedemlerin bize geldiği mevsim. halılarımızın kalktığı mevsim. kısa kollu giyindiğimde annemin endişelendiği mevsim. hala terliklere devam ettiğimiz mevsim. pencere açıkken odaya girme kızım mevsimi. ve sonra çocukluğumun özgürlüğünü yaz mevsimiyle tanıdım. yıldızların göründüğü mevsim. erken uyanmak zorunda olmadığım, ama uyandığım mevsim. kızarmış ekmek kokulu sabah kahvaltısı mevsimi. yumurtalı ekmek mevsimi. karpuz mevsimi. buzdolabında soyulmuş beni bekleyen şeftali mevsimi. iki ucundan tutulup müthiş bir dikkatle katlanan çarşafların mevsimi. akşama doğru mis gibi kokan hırkaların mevsimi. büyük ayı takım yıldızını öğrendiğim ve aradığım mevsim. süheyla mevsimi. zeki mevsimi. hemen ardından eve dönüş mevsimi gelir oldu. sonbahar mevsimi. sıcağın devam ettiği, bunalttığı ama yavaş yavaş yerini sabah ayazına bırakan mevsim. banyo penceresi açıkken kaynar suyun altında bile üşümeye başladığım mevsim. pencere açıkken uyumaya korktuğum. geceleri gözlerimi açtığımda annemi üstümü örterken bulduğum mevsim. haftasonu kahvaltılı, sonlarına doğru dershane koşuşturmalı mevsim. derken evden ayrılış mevsimi. bavul bavul kazak, iççamaşırı, çay bardağı, kitap, yatak yorgan mevsimi kış. anneannem ve babaannemin elinde iğne iplikle baş harfler yazarak beni gülmekten çatlattığı mevsim. özlem mevsimi. toplanan bavul, yerleştirilen bavul, tekrar toplanan bavul mevsimi. alana yetişme, içeri koşturma, koridorda oturma, valiz bekleme mevsimi. kış, o zamandan beri arka planda hep hüküm sürüyor.

derken ilk bahar geldi yine. yeni dostluklarla festival mevsimi. aşk mevsimi hatta. heyecan mevsimi. şapşallık mevsimi. şimdi yazarken aklıma geldi diye sinirlendiğim tatlı mevsimi. partiler mevsimi. damat halayıyla coşmacalar mevsimi. sarhoşluklar mevsimi. black-out mevsimi hatta mazallah! vize mevsimi. sıçtın mavi mevsimi. işte bu mevsim hüküm sürerken bir sabah sıcakla uyandığınızda anlarsınız ki mevsim yerini yaza bırakır. öğle uykularıyla günü harcama mevsimi gelir çatar. televizyon programları ile saati bulma mevsimine ulaşırsınız.guguklu saat tiktaklayarak uykunuzu böler. gecenin sessizliğindeki motor sesi yıldızları daha da berraklaştırır. iğdelerin altında güneşlenme mevsimidir artık o mevsim. gün batımında dilek tutmak değil ama, gün batımında tuttuğun dilekleri hatırlama mevsimidir yaz. derken sonbahar, bir akşamüstü geçip giden yolcu gemisinin ardından dönmeyelim diye ağlayınca bulur beni. bir gün ertelense de, yolculuklar her zaman son baharın simgesi olmuştur. sonbahar, finalleriyle, vizeleriyle yerini kışa bırakırken, kar topu savaşı mevsimini karşılarız bir kere daha. uzun muhabbetler, şarap şişelerine dönüşür, doğumgünü baskınları, yerini karaokeye bırakır da, bebek'te yemekler ilkbaharı getirir yeniden.

ama bu ilkbaharda hep erken kalkarsınız. akşam kaçta döneceksiniz söz vermeseniz iyi olur. dışarı çıktığınızda havanın aydınlığı mevsimin güzelliğini müjdelerken, çıkışta içtiğiniz son içki ve tatlı sohbetiyle yenilen yemekler, mevsimi gülümseyerek hatırlamanız için birebirdir. sonrasında ise kendinizi endülüs sıcağında bulduğunuzda, artık bilirsini ki kaynayan kanınız değil, yaz mevsimidir. kanınızda dolaşan alkol, havanın sıcağının yansıması gibi görünse de, aslında yaz, alkolün bir yanılsamasıdır ellerinizle yarattığınız. sonrasında ise bir eylül sabahı başlayan sonbahar, yerini gelen acı bir telefonla kışın soğuk rüzgarlarına bıraksa da, dostlarla sohbet, ortak yorgunluklar, havanın hala aydınlık olması, içilen bir kadeh şarap ve haftasonu kısa kollularla doyasıya dağıtmak, sonbaharın en güzel özelliklerindendir. ve daha sonra mevsim yerini kışa bırakır. giydiğiniz ayakkabı ile üşür, triko kazakların eksik kaldığını hissedersiniz. bir sabah uyandığınızda havanın karanlıklığına bakıp of çekerken anlarsınız ki kış gelip çatmış.

yazarken hayatımın mevsimlerine bakıyorum da, keşke mevsimleri öğrenmeseydim diyorum. ama sonra, ben mevsimleri bilmeyen kızımı nasıl giydiririm diye düşünüp, gülümsüyorum kendi kendimin hayaline...