15 Eylül 2018

[Gilmore Girls: A Year in the Life.]

bir resim çizeceğim, bakalım kimler görebilecek?

odamda yatağımın üzerinde bağdaş kurmuş oturuyorum, içeri alınan balkonumdaki çalışma masamın üzerinde test kitapları var, sallanan koltuğumun üzerinden kalkıp yatağın üzerine tünemiş vaziyet almışım çünkü birazdan dizim başlayacak. akşamüstü vakti. radyoda sevdiğim o kanal yabancı yayınını yeni bitirmiş. televizyonda çoktan cnbc-e açılmış. ya yavaşça yürüyen kaplumbağa geçiyor, ya akvaryumdaki balığa bakan kedi, çok emin değilim ama dizim başlamadan o zamanın popüler bir klibi veriliyor olabilir, baloncuklar çıkıyor, klip hakkında bilgiler veriyor. saat 18.30, kulağımda where you lead, karşımda gilmore girls. lorelai luke'la mutlu olacak mı? rory ve paris gerginliği ne zaman sona erecek? jess mi? dean mi? logan mı?

ilk gençliğim, canım gilmore girls. ben seni izlerken o kadar çok sevdim ki, bu resim gözlerimi kapattığımda hemen karşımda beliriyor. sanki bir düğmeye basıyorum da hoooop sallanan koltuğum daha durmamışken ulaşıyorum eski evimizdeki eski odamdaki yatağımın üzerine.

gilmore girls bittikten 9 yıl sonra yepyeni hikayesi ve tüm karakterleriyle geri döndü, hem de ne dönüş! o kadar mutlu oldum ki, bu 4 bölümlük bal böreğe başlamak için 2 yıl bekledim. ne de olsa bu bölümler de bittikten sonra yeni bir gilmore girls gelmeyecekti!

başladığımda sanki hiç zaman geçmemiş gibi hissettim. lorelai ve rory tam gaz hızlı konuşmaları ve kahveleriyle karşımda. rory a handmaid's tale'de bambaşka bir rolde, paris how to get away with murder'da, jess this is us'ta, doyle'un artık 2 emmy'si var, dean supernatural'da başrollere koşuyor, logan good wife'taydı. herkes bir yerlere gelmiş, sanki çocuklarım büyümüş de tüm dünyada tanınır olmuşlardı. hey gidi, öyle duygulandım ki.

bu yeni sezon 4 bölümden oluşuyor ve yılın dört mevsimine bölünmüş. sonbahar kış ilkbahar yaz diye devam ediyor ve geçişler oldukça keyifli. bazı konularda, dizinin kendisinde çok sert tepkilerle geçilen yerler biraz daha yumuşak bir etkiyle geçmiş, sessiz kalmış, bazı yerler (neydi o  öyle wild heyecanı mesela? ya da o lanet müzikal daha bayık olabilir miydi?) gereksiz uzun tutulmuş olsa da, sevdiğim bu güzel aileyi aynı şekilde (richard'cığım ne yazıkki vefat etmiş...) bulmak beni çok mutlu etti.

gilmore girls çok yoğun ve dolu bir dizi olduğu için konuları tek tek anlatmak bence mümkün değil. ama şunu söyleyebilirim: dizinin son cümlesinde öyle birşey oldu ki, bilgisayarı kaldırıp tavana fırlattım, o derece şok şok şok! yani bilemiyorum bir tek ben mi bu kadar şaşkınlıklar yaşadım ama hakikaten beklemiyordum. dizinin bitmesine 2 dakika kalmış, tamam, bazı şeyleri izleyicinin hayal gücüne bırakırsın ama bu kadarı bana fazla geldi. hemen en acilinden yeni bir sezon, en azından bir bölüm ya da hiç olmadı bir son söz filan istedim.

verdict: gilmore girls izleyip de yıllar sonra gelen bu yepyeni 4 bölüme insanın kayıtsız kalması mümkün değil. ben çok takıntılı (o orda şöyle demişti şimdi bu dediğiyle tutmuyor yalnızcı bir profili kastediyorum) bir izleyici değilim o sebeple mutlu mesut izledim, yine olsa yine izlerim. tavsiye ediyorum, izleyin izlettirin efenim!

son uyarı: izledikten sonra 1 ay sadece where you lead dinledim, müzikleri bulaşıcı, carole king konuk oyuncu bile oluyor, baştan hazırlıklı olun bence!