15 Eylül 2018

[Yazın Bitişi.]

kendi başına anlamı olmayan nesnelere hemen hepimiz bir noktada gözyaşı dökmüşüzdür. gözyaşı bu işe dahil olmasa bile en azından gözümüzün önünden kaldırmış veya özellikle 'o' kutuyu açıp bakma ihtiyacı hissetmişizdir. o nesnenin iyi anılar veya kötü anılar canlandırması bir yana, bir nesnenin zamana ilişkin bir fikir vermesi bana hep çok garip gelmiştir. tabi aslında meyve sebze de bu hissi veriyor, şeftalı yaz meyvesi, yaz aylarını müjdeliyor ama benim demek istediğim o nesnenin kendisi ve o anki özel konumu. sözü nereye getiriyorum?

tabii ki domates salçası.

çocukluğumdan beri yaz tatilinin bitişini ne havaların soğumasından hesapladım, ne okulların açılış tarihinden. benim için yaz tatilinin bitişi, yapılan domates salçasının o metal tepsiye konup ufak sahil kasabasındaki merdivenlerin köşesine konmasıyla gerçekleşen, gerçekleşmeye başlayan bir devinim.

bu yıl tekrar o manzaraya denk geldim. içimi bir hüzün kapladı. elbette ki şehre geri dönüş hüznünü de içeren bu hüzün, bir nebze de yılların geçişini fark etmekten kaynaklı. hey gidi okul zamanını saydığım günler, şimdi trafik derdine bile takip etmiyorum ki sizi.

ben ne zaman büyüdüm, çocukluğumun salçası ne zaman tepside o köşeye kondu acaba?