15 Eylül 2018

[Tozlu Canlı Eşyalar.]

Anneanneciğim ve dedeciğimi kaybedeli 6 yıl oldu. ay hesabı yaparsak daha fazla. kış boyu birbirimizden uzak olsak da, uzaklığın sevgiyi etkilemeyeceğini bana gösteren bu biricik insanların kalbimde bıraktığı sızı dinmedi. belki her an değil ama işte o bir an, sanki gönlüme giren bir kramp gibi içimi titretiyor.

Bu yaz, her yaz olduğu gibi o ufak sahil kasabasına gittim. anneannemlerin evi içinde kimsenin yaşamamasından dolayı eskimiş, sanki harabeleşmiş. içeriye ister istemez giriyoruz, ailemizden birinin evini kurarken mutfak eşyalarını kullanalım, burada yitip gitmesin dedik mesela. ya da ne bileyim, ne var ne yok diye giriyoruz, ne durumda diye giriyoruz, alışkanlıkla giriyoruz işte...

Girdiğimde beni vuruyor. dedemin anahtarlığı, gözlükleri, fotoğraflarımız, guguklu kuşun zincirsiz ağırlıksız boş hali, duvardaki saatler, cdler, kasetler... bir dolabın içinde hiç açılmamış atari kutusu, bir zamanlar pötibör bisküvilerimi yumuşasın diye sakladığım şeker kutusu, anneanneciğimin mis kokulu havluları verdiği kiler dolabı. eve girdiğimde derinden hissettiğim bu bilgiyi paylaşmak adına yazıyorum aslında bu yazıyı: ne olur herşeyinizi kullanın çünkü eşyalar ölmüyor. hiç birşey saklamaya gelmez, ertesi gün olmayabilir, o misafir gelmeyebilir. insanlar ölse de yaşamaya devam eden eşyalarını kullanılmamış buldukça ölüm tekrar tekrar yaşanıyor.

Üzerinde etiketi duran tava, leke tutmaz örtü, hepsi yerin dibine batsaydı da görmeseydik. bir yandan da kalbimin en sırça köşkünde saklasam her birini, mümkün değil mi?

Mutfak eşyalarını alıp diğer mutfağa yerleştik, gerçekten de tam bir mutfak oldu tabağıyla çanağıyla. bir gün orada pasta keserken dolabı açtım tabak almak üzere, çekmeceyi açtım çatal almak üzere. tabak ve çatal yanlış yerdeydi. yanlış zamandaydı. üzerindeki yıldız deseniyle bir çatal insanın canını nasıl bu kadar yakabilmişti? hala heryerde satılan o su bardağının üzerindeki parmak izleri dahi çoktan uçup gitmişken bu sızı ne zaman bırakacaktı beni acaba? ya da gerçekten bırakmasını istiyor muydum?

tek bildiğim bir zamanlar sevdiğim bir dizide söylendiği gibi sevgi ölümden daha güçlü. kişiler gidiyor ve eşyalarıyla birlikte derin bir sevgi bırakıyorlar geride. başka söyleyecek birşey yok.

lütfen eşyalarınızı kullanın.

hepsi bu.