12 Mart 2012

[Somewhere Over the Rainbow.]

bazı şarkılar vardır, hangi listeye, hangi kategoriye sokacağınızı bilemezsiniz. umut veren bir şarkı mıdır o, yoksa delicesine bir hüzün mü kaplar içinizi dinleyince, karar vermek güçtür. en mutlu anınızda ıslıkla çaldığınız o şarkılar, hüzünlü zamanlarınızda gözlerinizin dolmasına sebep olur, ağlatır, kirletir sizi. ruhunuzu acıtır. sanki her ses, her harf batar kalbinize, her nefes alışınız boğar sizi. işte bu kategoriye giren en önemli şarkı somewhere over the rainbow. bu şarkı aslında the wizard of oz filminde, judy garland tarafından söylendi. sanıyorum ki sinema tarihinin en bilinen, en çok yorumlanan şarkılarından kendisi. bir korkuluk, bir robot, bir aslan ile yola çıkan judy'nin maceraları ve evine dönüş hikayesidir bu film. her karakter ayrı birşeyi arar. filmin konusuna girmek pek istemiyorum. esas anlatmak istediğim bana hissettirdikleri. mutluyken, şarkıda bahsedilen o yere varmış gibi hissediyorum kendimi. huzurlu. mutlu. aklımı kurcalayan hiç bir mesele olmaksızın, kuş sesleri, gün batımı eşliğinde uzaklara doğru bakarak söylüyorum bu şarkıyı sanki. bütün zorlukları yenmişim gibi bir zafer hissi kaplıyor içimi. emeklerimin karşılığını almışım. hayat o noktada beni tatmin etmiş anı o an. sanki öyle ki istesem ellerimi gökyüzüne uzatıp yıldızları koparıp alabileceğim. gözlerimi kapasam güneşi yüzümde hissedeceğim. hafif bir meltem eşliğinde kumsaldayım. yıllar öncesinin çardak balkonunda ailemizin kalabalığı içerisinde kahvaltı edip yumurtalı ekmek yiyormuşçasına bir mutluluk içinde yüzüyorum. tarifi imkansız, saf mutluluk.
mutsuzken, tarifsiz bir umutsuzluk veriyor bu şarkı bana öncelikle. hani bir yerlerde, kuşların varabildiği, benim an itibariyle ulaşamadığım o mutlu yere asla varamayacağımı hissediyorum. ne kadar çabalasam da, ne kadar ağlasam da boşuna olduğunu. gökkuşağının ötesinde, ninnilerde duyduğum o yerin asla  benim olamayacağını hissediyorum. sonra bu acı verici umutsuzluk içime öyle batıyor ki, güçlü olmaya çalışıyorum. dertlerin biteceği o yere ulaşmak için tekrar çalışmaya başlıyorum. ayağa kalkıyorum, ağlamayı bırakıyorum. en sonunda ise kuşlar uçabiliyorsa ben neden yapamayayim, bak dorothy başardı diyorum. en baştan dinliyorum. en baştan. defalarca. üstüste. ta ki umutsuzluğumdan kurtulup umut doluncaya kadar. ve neyseki o güç bana mutlu olma imkanını veriyor. gözlerimi kapatıp güneşli bir kumsala bırakıveriyorum kendimi. hani en sondaki piyano çalarken, sanki kalbimin sesini duyuyorum. işte...bu şarkı beni böyle yapıyor.