12 Mart 2012

[4 Mart: Walking Dead; Shameless; Once Upon a Time, Desperate Housewives; Yer Gök Aşk.]

efendim hafta sonu boyu hafta içine yönelik yazdığım herşeyleri paylaşmaya başlıyorum: 
dün (pazartesi) keyfim o kadar yerindeydi ki, neler yaptığımı yazmadan edemeyeceğim cidden. öncelikle makul saatte evime vardım. bu başlı başına büyük bir mutluluk esasen. hani gocunduğumdan değil, yoruluyorum elbet ama yorulduğumdan da değil, ben evde pijamalarımla oturmayı seviyorum yahu. ev kuşuyum o bağlamda. ikinci mutluluk silsilesi ise dünün pazartesi olmasıyla geldi tabi. pazartesi zibilyon tane dizim düşüyor internete. hepsini doyasıya izledim. artık kalbimin ne kadar temiz olduğunu şöyle tahmin etmenizi istiyorum: geçen hafta ben deli divane gibi ineklemelerdeydim ya, dizilerim aradaydı, sadece bir dizi yayınlanmıştı ki zaten onu pazar gecesi izledim, bomba gibi oldu. şimdi sırayla hepsinin bende uyandırdığı delicesine hisleri yazıciim.

once upon a time: amy acker sen nesin bebişim sen nesin? bir insana peri kızı olmak bu kadar mı yakışır yarabbim? resmen gözlerimin önünde winifred burkle'ı gördüm gözlerim doldu yahu. o minnoş minnoş utangaç sakar hallerin beni yıllaaaaar öncesinin angel'ına götürdü kızım! emma caulfield'ı kör cadı olarak gördükten sonra seni de bi kötü potansiyelle bekliyordum, kkorkuyordum filan ama sen yine fred olmuşsun annem! grumpy'le olan muhabbetlerin, teknelere muhabbetin filan beni benden aldı. yalnız ben bunların aşklarının hüzünlü bitişini böyle hayal etmemiştim. hani amy'ciğim ölür mölür diye düşünmüştüm ama neyseki öyle olmadı, yoksa çok üzülürdüm yahu. diğer yorumum mary margaret'a. allahım böyle iyi bi insanın çektikleri reva mıdır yarebbiiiiim? bi türlü biraraya getirmedin şu prensle kızımızı! üstelik yorumlarda okudum, kate'in cinayeti bizim kızın üstüne kalıcak gibi. ar yu kiding miy? cidden ama yani. bunların mutlu olması lazım lan! dizi bitinceye kadar bizi öldürücek misiniz yani nedir anlamadım! iki mutluluk görsek ölür müsünüz?

neyse gelelim desperate housewives'a. öncelikle karen. hatta karen ve roy. beni öldürdünüz. ağlattınız. mahvettiniz siz. karen'ın çektiği nedir biter ayak bu dizi?! illa birini öldürcek misiniz yani sayın marc cherry eziği! zaten sürekli ara veriyorsunuz, sündürüyorsunuz, bir kere konuya sardık, karakterleri seviyoruz diye bırakamıyoruz, bu kadar üzmen şart midur? gabriel'ciğimin o hüzünlü hallerini filan beğenmedim. oldu olacak carlos'u öldürün de hepimiz çatlayalım dizi bitmeden. ayağıızı denk alın. ona göre. ikincisi lynette :) bu kadını çok seviyorum yahu. hani evi yıkılmış gördüydü de bir koşuşu vardı ya evine doğru, o sahneden beri baştacımız kendisi. hatta hastaneye düştüğünden beri. lynette'e bişiy olmasıncılardanım. kadın çocuklarını da kendine yetebilecek şekilde yetiştiriyor helal. ve nitekim tom, sana da aşığım bebeğim. allahım beni şöyle tanıyan biri çıkmadı karşıma, bir görsem basıcam nikahı. mike, sen de takdirimi kazanmadın değil. aferim hem renee'yi korudun, hem de lynette'ciğimi delirmekten kurtardın. evet şimdi susan'a geçiyorum. kadın kadın kendine gel ya!!! bu nasıl bir yamşaklıktır, bu nasıl bir yavşaklıktır, bu nasıl bir eziklik, nasıl bir burnunu sokmadır kadın! back off lan. bir de sizin çocuğunuz nerde, gabriel'inkiler nerde, maşallah tüm çocukları unuttunuz yazarlar. neyse. şimdi geliyorum bölümün cidden orgazmik anına. bree orson'ın ne kadar hastalıklı bir göt olduğunu öğrendi ey dostlar. o sahnede bayıldım galiba. hele şükür! 3 bölümdür tükettin bizi orson. ya kadını hem uzaklaştır, alkole yine başlat, onu geçtim intihar ediyordu lan senin yüzünden bu kadın! AAAAAAAAAAAAA!!! baya kızdım şu an. bir de bree'ciğimin kızlarla barıştığını göreydim iyiydi ama artık kısmet öteki haftaya. neyse, küslük olmasın da işler düzelir. yalnız en sonunda orson'ın yaptığı son hayvanlık nasıl bir olaylar döngüsü yaratıcak hiç anlamadım. hayal bile edemedim. bütün kızlar hapse girerse şak diye düşer bayılırım orası kesin. 

gelelim AMC's Walking Dead'e. bölümün son 10 dakikasına kadar yorumlarım aslında 4 cümlede özetlenebilir. bi sus siktir git dale konulu kısım ilk kısım oluyor efendim. ikinci kısımsa seni o zombi yesin, geber de kurtulalım mal mısın carl kısmı. üçüncü kısım ay tartışmayı bırakın da bi action olsun aman be kısmı. son kısım da allah belanızı versin dale'e sus dedik öldürdünüz lan peh peh peh kısmı. artık o çiftlikten çıkın allaaasen. baydık anacım böyle mıymıy. yok aile dramı, yok kızı bulalım, yok hayvan güdelim, yok kuyu açalım filan. hadi şehirlere neyin gidin de azcık korkalım, beynimiz patlasın heyecandan. bir de şu shane ve rick gerizekalılığı da fazla artık. shane sen de ortamı terk et çay demle oğlum. kıskanmalar, ben liderim demeler, anaokulu değil burası, artistlik yapmayın. ayrıca da andrea ben seni beğeniyordum, ama ne zaman o çirkinler çirkini shane'le arabada işi pişirdin, yemin ederim çirkinleştin kızım. adamdan bir çirkinlik bulaştı, kaşın gözün dağıldı be. hershel'ın suya sabuna dokunmaz halleriydi, glenn'le kızın bıdı bıdı aşkıydı derken artık hakikaten baydık. ancak 40 dakkada bir vay anasını diyoruz. artık bir an önce eski performansa dönün, ödümü patlatmaya başlayın olmaz böyle daha fazla.

tabii ki o vahşi sonu görünce üzerine shameless ilaç gibi geldi. ama lip'çiğimin bu tripleri beni öldürüyor. lütfen okuluna gidip etrafa leyla leyla bakarak eski karizmatik günlerine döner misin yavrum? plus, lip'in bir numara küçüğü, sen ve sevgilinin basılmasıyla uğraşamiycam, alakasızsını kib bye. ama sevgili emmy rossum. aman allahım her bölüm beni şaşırtıyorsun. o leydi yerini sana bıraktı ya hayretlerden hayretlere düşüyorum. şu an senin adını hatırlayamadım dizideki, ama çok sağlam bir ablasın aferim. frank, artık sana inanamıyorum. hani hep sorumsuzdun ama bu kadarı da yetti lan. ananın morfinini kendine bağladın çüş ulan çüş. joan, beni benden alıyorsun cidden bu nevrotik hallerinle sana bi yorumum yok. ama çılgınsın meaan demeden duramayacağım. kızın da bir mal ama olsun sizi seviyoruz. ah jody'miydin neydin sen ne iyi bir insan çıktın azizim? valla beklemezdim helal olsun kadına sahip çıktın yahu. tebrik ettim, takdir ettim aferim. ama o aşık olduğun kız sana olmaaaaz, bir dost tavsiyesi olarak al bunu annem. evet, shameless bu şekil gevşek bir bölümle bitiyor. haftaya bekleriz efendim.

gecenin bombası tabii ki de yer gök aşk'tı. boyun posun devrilsin yusuf. kahrı bela okuyorum sana. o kadar gıcığım ki yorum bile yapmaya tenezzül etmeyeceğim. şimdi gelelim bebişimiz havvaya. allahım o nasıl bir mutsuzluktur yarebbim? kahrolduk kahrolduk. havvanın öyle canı yandı öyle canı yandı ki kız bağıra bağıra ağladı, yine atamadı o acıyı içinden. soğuklarda dondu da ateşi sönmedi bu yavrumun. ateşlerde kavruldu da soğumadı acısı ayol. ben taaa en başında demiştim sezonun. inşallah bu şöfer çocukla evlensinler de yusuf çatlasın patlasın ölsün diye. haydi niyeti bozduk maşallah. o kadar gözyaşı, o kadar hasret, o kadar acı, hastalık, baygınlıktan sonra sen de mutlu ol inşallah havva. o çocukla siz zaten süper tanıştıydınız, o çocuk seni sultanı yapsın inşallah. bayılıp kaldıydın da gözlerine baktıydı da, hey o gözler nasıldı öyle de, amaaan. işte yeni favorimiz çocukla havva. tabi çocuğun adını biliyor hatırlıyor olaydım iyiydi ama hatırlayamadım vallahi. kısmet. haftaya hatırlarsam görürsem yazarım cicişler. 

bu haftalık dizi maratonumuzdan bu kadar. haftaya inşallah artık. hatta umarım how i met güzel olur da onun arkasına yazarım yeni bişiyler diziler hakkında.