06 Mart 2012
[120 tane midye dolma: Yersen tabii.]
bu hafta sonu aklıma düşen fikir hiç hoşuma gitmedi. yani aslında çok güzel bir fikir de, bu kadar güzel bir fikir olması tehlikeli geldi bana. bir kova dolusu çilek gibi desen değil aslında, çünkü o kadarını yersen midene ağrılar gireceğini biliyorsun. ama kesinlikle bir tepsi dolusu midye dolma gibi. şöyle yedikçe yedirten cinsten. içten içe biliyorsun bütün tepsiyi yiyerek bitirebilirsin, zehirlenmeyeceksin (tabi burda midyeciyi tanıdığın varsayılıyor, sembol filan yok, for the sake of the example) ama 120 tane midye yersen ne olur bilemiyorsun. hakikaten doyup bi güzel uyumaya mı geçeceksin, yoksa çatlayacak noktaya gelip vicdan azabıyla mide ağrısıyla mı kavrulacaksın? bilemedim şimdi. yok, yok, aslında biliyorum da, biraz cesaret işi tabi. bir de şu var, acaba o kadar midyeyi yedikten sonra bir da ister misin, yoksa miden mi bulanır acaba? bu soru da bir garip esasen. ne saçma bir yazı oldu bu midye mevzuu. hani gören duyan okuyan da ulvi bir şeyden bahsediyorum sanacak. şööyle bol hemingway sembollü, yakıp geçen aşk romanları cinsi bir hikaye diye düşünecek. yok ayol, yaz programı bu midye. bir insan sevdiği bir grup için nereye kadar gider, ne kadar para verir meselesi esasen. bakacağız artık. lanet mi okuyacağım yoksa gevrek gevrek sırıtacak mıyım bu pişkinliğimi düşünüp.