29 Mart 2013

[House of Cards.]

efendiiim, uzun süre sonra aklım başımda bilgisayarımın başına oturdum, yazı yazmaya hazır ve nazırım. öncelikle dizi update'lerimden başlayacağım tabii ki. yepyeni dizim hakkında konuşmazsam içimde kalır sayın seyirciler.

house of cards.

aman tanrım bu dizi çok güzel. ama öyle doctor who evreninin vay anasını bu işler nasıl bağlanıyor tadındaki telaş ve heyecanlarıyla boy ölçüşemiyor o ayrı. ama zaten biz o evrenin düzenini hiç bir diziden beklemiyoruz. bu arada çok özür dileyerek araya girmem gerekli, böyle arasıra doctor who yorumlarıyla bütün blog'umu darlayabilme potansiyelim var. çünkü doctor'u çok özledim ve en sonunda bu pazar yeni bölümüyle geliyor. çok heyecanlıyım, içtiğim çayı bile bu diziye bağlayacak kafalardayım. neyse efendim devam edelim house of cards'a.

kevin spacey başrolde oynuyor bu dizide ve kesinlikle muhteşem! onun o ifadesiz yüzüne hayranım. bir insan soğukkanlılığını nasıl böyle koruyabilir aklım almıyor doğrusu. bir diğer söylenmesi gereken şey ise tabii ki dönüp dönüp kameraya konuşması. harika bir seçim olmuş bu tarzda bir özet geçme tekniği. aferim çocuklar.

linda. ya bebeğim senin işin de zor ya. linda başkanın asistanı oluyor sayın seyirciler. ortamı idare etmede üstüne yok valla. çok zor iş, ben böyle ince çizgi üzerinde yürümeli işlerde heralde çatlardım.

claire. bu paragrafa ne yazsam bilemiyorum doğrusu. ben böyle karizmatik bi insan görmedim yahu. karizmatikten kastım da şu, kadın hiç istifini bozmuyor. böyle birşey olamaz yani. o-la-maz! koşusunu yapıyor, işine gidiyor, kocası -francis a.k.a kevin spacey- için entrikalar olaylar çeviriyor, draft law hazırlıyor filan! bi de o fotoğrafçı sevgilisi yok mu. behey claire! sevgilisi de dememek lazım, still subject to discussion da, yine de öyle diyelim öyle olsun. adamın kafası rahat, izlemek çok keyifli o koyver gitsin yaşam tarzını.

gazeteci kız zoe. ya sen benim american horror story'deki ben'in çirkef sevgilisiymişsin! bu nedir? tüm dizilerimin birbirine girmesine bayılıyorum tamam da, nerden nereye zıpladın anacım sen? ay bi de senin işin de yapılmaz valla. söylemeden edemiycem. muhbirler, yok efendim source'lar, aman yukarıdan gelen baskılar, kimse kusura bakmasın da kevin spacey'le yatağa girmeler filan, valla bu iş yapılmaz. gençsin güzelsin, kendi yolunu başka türlü çiz anacım. boğuldum senin hayatından. o evinin hali nedir, o pislik mikrobiklik nedir allaasen? hayır olan, o sana aşık olan gazeteci minnoş oğlana olacak. oğlum bu kız senin harcın değil. bak buraya yazıyorum.

zoe'nin gazeteci işveren/kankası. ay valla 1000 yılda bir hikayeye uyanıyorsun, o da yılın hikayesi. ne ballıymışsın sen yahu? ama bence francis'in sağ kolu bu işe izin vermez. neyse. son bölümü izlemedim bir tek. bakıcaz artıkın.

christina. ya sana üzülüyorum çok. cidden yani. yerini bulamamak mı desek, yoksa eksikliğini dolduramamak mı, cidden üzülüyorum. tam mutluluğa bir adım madım attın dedik, olanlar oldu. ulen francis, ne cold blooded mıssın be ya?

russo. dizinin temasında her raydan çıkmışın sonunun böyle olacağına ilişkin bir hüküm yok tabiy. ama yine de, bu nasıl bir congressman hayatıdır peter? valla el elden su gölden yani. ayıp. kendine gel diyorum. ama tabiy rhetorically diyorum. en nihayetinde 11. bölümü izledim.

dizi çok başarılı. game of thrones'un amerika tahtı bağlamında bir dengi denilebilir. 9-10. bölüm gibi francis'in asıl amacını anladım ama önemli olan anlamak değil bu dizide. bakalım nasıl ulaşacak diye izlemek. çünkü francis'in kurduğu o kumpaslar o kadar güzel ki asla ucu kendisine dokunmuyor. ama kendisi bu kumpasın içine düştüğü zaman bakalım neler olacak?

son bölümü izledikten sonra belki de soluk soluğa bu yazıyı güncellemek için otururum. ama oturmasam da bilin ki, izlenilmesi ve francis underwood karakterinin dağarcığa katılması gereken bir dizi bu. 


[sonradan gelen edit burada başlıyor sayın seyirciler.]

sezon finalini izledim en sonunda. çok çılgın highlightları olan bir sezon finali olmadı açıkçası. esas bomba haberi öteki sezona bırakmışlar ki, eğer yine 13 bölüm birden yayınlarlarsa, hiç esprisi olmayacak, bu da bir başka boyut tabii. bu arada claire'in kabuslar görmesi beni şaşırttı doğrusu. ikinizin de karı koca çok soğukkanlı katiller olduğunuzu düşünmüştüm, şaşırdığımdır doğrusu. 

aa bir de bir önceki bölümün sonunda "diz çökmiyciim!" diyen francis nasıl oldu da böyle kafa tutmalar haline geldi açıkçası çözemedim. o adam -soyadını unuttum valla- bence kendisine sadık birini 4 günde parasıyla ayarlayabilir de francis kadar zeki olur mu bilemem. nedir yani bu sürtüşme. obvious sonuca geldik en sonunda. gairp bir bağlantı olmuş doğrusu. bir de what the fuck is going on with the musluk allah aşkına? aa bi de sadece kürek çekerek sen claire'in koşu kondisyonuna yetişemezsin de hadi neyse frank. worldwell kızının da bu kadar dişli çıkması beni şaşırttı doğrusu, du bakalım ikinci sezonda nasıl bir skandal bizi bekliyor. janine, zoe ve fedakar çocuk. surprise us, bombanın pimini çektiniz, sona erdirin allons-y!