17 Mart 2013

[Once Upon a Time S2E15-16.]

once upon a time o kadar muhteşem oldu ki yazmadan edemeyeceğim a dostlar. mıymışık konuları geçip -emma, kocası, oğlu, rumpel ve aile bağları- en sonunda hard core bir savaş ortamına vardık çok şükür! bu arada bir arkadaşımın yorumu gözlerden kaçmadı, ulen henry'nin babası, sen peter pan misin yoksa?! ikinci yorumum da şu olacak ki ay valla rumpel gibi karizmatik bir adamı böyle zayıf göstererek içimizi baydın kusura bakma. şimdi bazı söylenmesi gereken şeyleri söyleyeyim 2 bölüm önceden kalan.

snow. bebeğim sen mal mısın? yani bu kadar da saflık mümkün dğeil yuh! bu nedir allah aşkına! cidden cora'yla regina'nın o kadını öldürmeyeceğine inandın mı? biraz olsun öğrenemedin mi tüm yaşadıklarından! al işte kadını savurdular gitti sen de göt gibi kaldın çok afedersin. bu arada bölüm çok üzücüydü. çocuk snow beni öyle hüzünlendirdi ki... iyi queen'in bu ani ölümü, sonra zehirlendiğini öğrenmemiz filan, kızının yüzündeki o iyilik, o iyilik, o iyilik. vay canına, hala yazarken tüylerim diken diken oluyor. takdirlerimizi kazandınız. 

gelelim son bölüme. cora'nın gençliği olarak rose mcgowan'ı görmek müthiş bir duyguydu. galiba en sonunda tüm fantastik dizilerimin oyuncuları birbiriyle tanışıcak hihihih. rose'u kötü gördüm yalnız. daha doğrusu charmed'da oynarken gördüğümüz o güzel kıza birşey olmuş sanki. kötü bir estetik ameliyat diye içimden geçirip sorgulamadım. ama meğersem rose çok ciddi bir kaza geçirmiş ve bir seri estetik ameliyat olmuş. o yüzden her zamana alıştığımız rose'dan farklıymış. cidden üzüldüm kendisine geçmiş olsun diliyorum. başka da birşey yazmayacağım. çok çok geçmiş olsun. bu arada casting direktörüne selam ederim buralardan. müthiş bir iş çıkarmış! bence rose'dan başka kimse cora'nın gençliğini oynayamazdı. harika olmuş. harika harika harika bir seçim. aa bir de tabii rumpel'la olan ilişkileri meselesi var. kadın o zamandan güce kudrete aşıkmış. which makes sense, given her position yani. neyse efendim. kalbinin tek zayıf yanı olduğunu düşünüp onu bir kutuya saklayan bir kadın. etrafındakileri kendisinin önünde dize getirmek için kalplerini alan bir kadın. en nihayetinde cora'ya kızamıyorum. her birimizi, kalbimizi bir kenara atacak gücümüz olmasını istemez miydik? neyse efendim, bu bölümün sonunda snow'un yaptığı çok caniceydi. ama yapacak birşeyi yoktu gördüğümüz kadarıyla. yoksa ailesi ölecekti filan fıstık. ama bari söylemeseydi iyi olmaz mıydı? kızım hadi pişman oldun, bari çaktırma. al işte. regina'nın annesini ödürdün abi bu kadın senin popondan alev topu atsa haklı şimdi, hiiiiç ahkam kesme. peh! 

son dipnot: eğer son sahnede regina'nın gözleri simsiyah olsaydı zevkten ölecektim. keşke öyle yapsaydınız. güzel bir dark willow göndermesi olurdu aaah ah. gözlerden kaçmadı jane espenson. hastasıyam.