13 Mart 2013

[Seçmek v. Terk etmek: Dizi Seçimlerinin Anatomisi.]

[Yazip yayinlamaya firsat bulamadiklarimdan. O gun hangi gun hatirlayamiyorum maalesef.]
 

Bugun anladim. Bugun resmen anladim. Tam bir epiphany yasadim desem yeridir hatta! Neden yillar yili dogaustu ogeler iceren dizileri her zaman daha cok sevdigimi bugun anladim! Biraz once dank etti. Ve o an, bunun farkina neden daha once varamadigimi sorarken kendime, bir yandan da ne kadar dogru bir sebeple bu dizilere baglandigimi gordum.
 

Yillarca, aylarca, uykusuz, sorgulayarak, nasil olur diyerek, parmaklarimin ucundan buyuler akmasini dileyerek, dertlerine care dusunerek, aglayarak, gulerek, senaryosunu okuyup bolumu oyle bekleyerek izledigim dizilerimin tek bir ortak paydasi var. Onlar, hayalgucumu besliyorlar. Ustelik bu dunyada neler yasanabilecegine iliskin yani beslemiyorlar sadece. Beni dusunduruyorlar. Ben olsaydim ne yapardim? Ben bu durumla nasil basa cikardim? Bir yandan kendi tehlikeli dunyalarina cekerek beni, insanin doganin otesinde durumlarda nasil tepkiler verecegini, gucunun nereye kadar kendisini hayatta tutabilecegini, hatta tutup tutmayacagini dusunduruyorlar bana. Ask acisiysa ask acisi demekten ote, acilarin, huzunlerin, kavusamamalarin ve kayiplarin en kotusunu gosteriyorlar da, bana bir sans taniyorlar. Hayal et, ya da gozlerini kapat, kendi dunyana don. Oyle guzel ki...

Bir suredir 'gercek dunya' dizilerini izliyorum. Diger dizilerim ya ara verdi, ya sezonlari bitti ya da baslamadi. Daha da acisi, bazi dizilerim coktan bitti. Elimde malesef onlar gibi halen yayinlanan ve hala 6 sezonu dvd halinde duran diziler yok except one or two. Iste bu 'gercek dunya' dizilerini izlerken fark ettim ki they make me sick. Insanin hayalgucu sinirlarini, sinirlarinin sinirlarini, gucunun sinirlarini hayal etmeye iten dizilerimin aksine, hepsi insanin kotu, cig, guc pesinde, hirslariyla bogulmus yanini gosteriyor. Dahasi, ruhuyla kavrulan bir vampiri anlarken, ben bu insanlari anlayamiyorum. Tipki bir alkoligin bagimliligi gibi kendini sona surukleyen willow'un sonunu sezerken, kendine makam saglamaya calisan bu insanlarin bu sacma sidik yarisi bende hic bir sempati uyandirmiyor. Tam tersi, agzindan kan damlayan, vahsi, gozu donmus kurt adamlar geliyor gozumun onune. Aciyorum onlara. Ustelik ben ilk gencligimi hayal ederek gecirmisken, simdi karsima bunlarin cikmasi, bir hayalkirikligi yaratti dogrusu. Hayalim x-files turevlerinin devami, buffy'nin cizgi roman cosmasi, belki bir spinoff ve doctor who'nun zirt pirt araya girmeden akip gitmesiydi. Simdi jessica ve frank ve claire turevleriyle filan kalakaldim. Wtf diyorum. Ne iliskiler, ne kafalar yasiyorsunuz anacigim siz? He promised me I'd never be bored filan.

gercek dunya dizilerinin dogaustu guclerin anlatildigi dizilerimden cok daha absurt oldugu bir dunya. i-ih. istemiyorum.


I want that mad man with a blue box to take me where I feel safe. Now.
 

Ha soyle, mart ayina girdik, doctor who'ya bir kiii.