24 Mart 2013

[Spartacus: War of the Damned 8.]

allahım allahım bu hızla ben birşeyler yazmadan uyursam kafayı yiyeceğim! 

spartacus'ün bu bölümü öyle güzel öyle güzeldi ki adeta kan vahşet overload yaşayıp zevkten bayılacaktım. ama bir noktada vücudum sanırım şöyle bir tribe girdi: bayılırsan bu güzellikten baygın olduğun sürece mahrum kalırsın ve bu kabul edilemez!

vallahi geçen haftalarda neler olduğunu filan yazmaya girmiyorum. ama mıymışık köle kız, hani gannicus'a göz koyan, sen neymişsin be? valla bravo ne yaptın ettin adamı en sonunda kafalardın tebrik ediyorum demeden geçemeyeceğim. neyse efendim bu bölümün olaylarına dönersek.

açıkçası spartacus ilk başladığında oturup tarihi bilgileri okumamıştım. en nihayetinde epik bir hikaye izliyoruz, tüm hikayeyi öğrenmenin bana bir harı yok öyle değil mi? ama ikinci sezon başladığında şöyle bir wikipedia patlatmışlığım vardır. ordan sadece crixus'la spartacus'un ayrıldığını gördüm. sonra çöt diye kapattım valla. işte the okunan tarihi olay bu bölümde geldi çattı çocuklar. crixus roma'ya doğru yürüdü! beheeey, ne yürüyüştü be yaaa! muhteşemdi muhteşem! bir an için roma'ya girebileceklerine ben bile inandım ki, o anki muhteşem duygu için herşeye değmiştir heralde yeminlen. ama crixus'un ölümü hoş olmadı. naevia'yı sevmem. ama hiç bir kadın sevdiği adamın bu şekilde ölümüne tanık olmamalı. hele bir de o eşşoğleşşek oğlan tarafından. herif o kadar silik, o kadar ezik, o kadar güç delisi olmuş ama bi sikim elde edememiş biri ki, adı marcus crassus'un oğlu. hay götüne girsin o mızrak senin. hay o kılıcın boğazına saplansın geber lan! bak yeminlen sinirlerimi tepeme çıkardın bana ettirdiğin laflara bak! geber lan geber! hele de julius sezar'a yaptığın  var yaaaa, seni kazığa oturtucaz lan! eğer steven deknight öyle bir son yazmazsa ben kafayı yerim aha da buraya yazıyorum! geber lan geber yoksa seni ellerimle paraliycam zombilere yediricem parmaklarını mideni filan!

julius sezar, sana hastayım. sindiremediğimdir. 

gannicus, bebeğim sen ölme ya allaasen.

spartacus, inşallah huzurlara kavuşucaksın bebeğim. sanmıyorum mighty rome'un senin peşini bırakacağını ama yine de bunu canı gönülden diliyorum. 

agron'la suriyeli çocuk. yazık kıııız. valla size üzüldüm. agron sen bu hallere düşecek adam mıydın be ya? sezar'cığımla proper bir dövüş yaşayamadan öldün valla çok üzüldüm. ayrıca senin o gözlerinin dolduğu hallerini yerim yerim, çok seviyorum seni bilesin.

dur şimdi esas meseleye de gelelim: ulen spartacus hele şükür seni de bir yatak sahnesinde gördük. tabii bize ne elalemin yatak sahnesinden ve zaten gannicus sahnelerimizin eline su dökemez bir sahneydi bu sahne ama, artık it was about time anacığım. ne asker, ne fedai, ne yoldaş, ne focused adammışsın hayretler içerisindeydik ki, senin de çok şükür ölümlüler seviyesine inip kendi keyfini düşündüğüne tanık olduk. şükür yani bringer of rain. çok şükür. 

yine de kayıtlara geçsin son olarak: liam, bir andy değil. maalesef.