22 Ocak 2013

[Once Upon a Time: S2E12.]

once upon a time'ın bu bölümünden bahsetmeye başlamadan önce şunu söylemek lazım:

bu yazarlar genius. bir cümlede bir diziyi nasıl sonsuz uzunluğa kadar uzatırsınız? 

"henry: eğer başka masallar da etkilendiyse, storybroke'da kimbilir başka kimler vardır düşünsenize!" dediği anda şapka çıkardım. ağzım sulandı resmen. dizi tuttukça ve siz konuları böyle güzel bağladıkça -ki ruby / whale elektriklenmesi sempatikti, bunlar da mutlu olsun yahu, bu koldan devam madeni buldunuz anacım- bu dizi sonsuza gitsin ve biz merakla izleyelim.

belle, sözüm sana. neden bu kadar çok çığlık attın sen? tamam kaza şoku filan. tamam you witnessed some magic filan. ama seriously wtf? rumpel bir kere mutlu olamayacak mı?

hook, seni boğucam. cidden. allah belanı versin. onun kalbini acıttım da intikamımı aldım da filan fıstık hay ben sıçayım senin intikamına götüm! sen kısasa kısas kısmını çoktan aştıydın, şimdi başa döndürdün. götüm! çok kızgınım. rumpel'ı seviyorum ya, zorla değil ya?

regina, şükür kavuşturana. merak ediyordum geçen haftadan beri nerdeydin diye. ama ben sana söylim, bu cora çötenk diye senin de kalbini sökecek gibime geldi, aman dikkat. kolayca inanma. bence seni parçalamak için değil, senin inanmaya meyilli hale getirmek ve hatta seni acıyla kör etmek için bu plotting'i ördü cora. aman dikkat anacım. canımsın ya, hala henry'i düşünüyordun, dilerim senin kıymetini bilirler.

cora: ya seni görünce zaten tüylerim diken diken oluyor, bir de karşımda dark magic'le yardıran eski kötü kalpli kraliçeyi oynuyorsun ya, valla pes öncelikle! böyle şans mı olur! black swan'ın her bokun içinde olan anası bu obsesyonundan kurtulamadın gitti. ay bir de ne göreyim, let's see this the way we used to. ya sealing an oath sealing an agreement filan derken biz el kesmeye, kan akıtmaya, kurban vermeye, burun kanamalarına, düşüp bayılmalara, saçların beyazlamasına, alev toplarına, ruhların vücutları ele geçirmesine filan tanık olmuştuk. bu en korkuncuydu. sen, cora the gudubet, nasıl rumpel'cığımla öpüşerek seal edersin o sözleşmeyi! master diyorsun bi de ay bi de herşeyi rumpel öğretmiş sana bayılıcam şurda. I defy you stars! tamam, iki güçlü power junkie'nin bu havalarda bir geçmişi olması doğal da, yine de, ben bu durumu sindiremeyeceğim galiba. cora, you are way too kaltak for this canım. sue me. 

evet efendim, bu haftalık yorumlarım bu yönde. bakalım neler bekliyor bizi.

bu noktada geçen haftaki bölüme pek değinmiyorum. bae'nin şalıydı, belle'in leyla leyla gemilere dalmasıydı, regina'nın suçsuz çıkmasıydı derken çok çılgın şeyler kalmamış aklımda. zaten kalsa durduramaz yazardım. ama şu durum kayıtlara geçsin: hook, belle'i vurup onu sınırın öteki tarafına düşürüp hafızasını alarak rumpel'ın kalbini kırdığın için senden nefret ediyorum. seni sevme potansiyelimi sıfırladın. eşşooleşşek. içim acıdı, soluğum kesildi, çığlık attım o sahnede! olmadı. bu olmadı.