16 Eylül 2012

[Benim neyim var anlayan beri gelsin!]

perşembeden beri kendimi kötü hissediyorum. neden olduğuna dair bir fikrim de yok üstelik. ama neyseki hep kötü değil, bazen kötü şeklinde ilerliyor bu halim. üşüyorum mesela. çok üşüyorum. ellerimin titremesinden kitapçıda elimdeki kitabı düşürdüm. oturunca gayet iyi oluyorum. ama kalkma anı geldiğinde gözlerimde öyle büyüyor ki, bir sonsuzluk boyunca oturmak geliyor içimden. uyanıyorum mesela, saat öğleden sonra üç. tamam, geç yatmışım ama yine de dingin kalkmış olmam lazım normalde, yok, olmuyor. halsiz kalkıyorum yataktan. öyle yorgun hissediyorum ki kahvaltı için demlediğim çayı almak için kalkmıyorum mesela. takside elimi alnıma koyup uyumak geliyor içimden. sonra eve geliyorum, uykum gelmiyor, yazı yazıyorum. yatıyorum yatağa, bir iki saat sonra uyanıyorum. uyuyorum, tekrar uyanıyorum. uykumun gelmemesi gibi bir insomnia değil bu seferki, yatıp uyanmakla geçen bir huzursuzluk. sabah uyanıyorum, sevdiklerimi arama ihtiyacı duyuyorum. sanki bilmediğim birşeyler oluyor da bana yansıyor gibi. midem ağrıyor. 2 gece öncenin alkolünden,  bol limonlu midyesinden de değil üstelik. dizlerim titriyor evin içinde dolaşıp ortalığı toplarken. kulaklarım uğulduyor. düşünüyorum, heralde tansiyonum yükseliyor diye. kendimi dinliyorum oturup. ama yok, tansiyonum çıkmadığına da eminim. hiç yükselmez ki oldum olası. acıkıyorum mesela. yemek söylüyorum, ama şu an yemeğin gelmesini beklerken yemeği düşündüğümde, içimden yemek gelmiyor. ama kendime zorla yedireceğim biliyorum. çok garip. bu aralar birşeyler mi oluyor? yoksa ben hasta mı olacağım? hasta mıyım yoksa mesela? çözemediğim bir silsile. hayırlara yazsın.

bak yemek geldi şimdi. dizilerim titreyerek kalktım yerimden. düşündüm bir an, bayılsam şamataya bak şimdi diye. neyse, yemeğim ve doctor who yeni bölüme dönüyorum. dediğim gibi, hayırlara yazsın.