24 Haziran 2014

[Labor Day.]

öncelikle bir kate winslet filmi ile anlatmaya başlayayım dostlar. kendisini ne kadar çok sevdiğimi daha önce her fırsatta belirttiğimden o chapter'ı yeniden açmıyorum. izlediğim bu kate winslet filminin adı labor day. aman olmaz olsun böyle film diyorum! şimdi açıklamalara geçeyim.

hani öyle krkunç ve çekilmez bir film olduğundan değil ama, yönetmenin elinde kate winslet gibi bir cevher varken nasıl ondan faydalanmadan bu koca iki saatin geçmesine izin vermişler aklım almıyor. ben tabii ki kate filmi olduğu için izledim ama yazık yani. daha çok gözyaşı, daha çok aşk, daha çok mutluluk ve daha çok hüzün görebilirdik, kısmet olmadı.

üstelik izlerken sanki bir nevi little children gibi ağır ama anlamlı bir hava büründürmek istemişler kate ve josh'ın sahnelerine. olmamış olamamış. hocalarımız hemingway okurken anlatırdı. buzdağı tekniği diye bir teknikle yazarmış hemingway. bu tekniğe göre karakterlerinin herşeyini tasarlayıp yazar, ama sadece ucundan bilgi verirmiş. böylece gereken derinliği aklındaki plan çerçevesinde okuyuculara bırakırmış. tabii ki bu teknik çok fazla kullanılan bir teknik olmuş. ama hocalarımızın bize anlattığı en önemli şey bu tekniğin kendi içindeki cazibesi. eğer biliyor gibi yapıp bilmediğiniz, düşünmediğiniz ve aklınıza gelmeyen ana hatları okuyucuya bırakırsanız tüm hikaye gittikçe çorba olur, hiçbirşeye benzemezmiş. yani en nihayetinde, bilerek bilmemeyi yazmalısınız. bilmeden bilmemeyi yazmak saçma. işte bu film o cazibeye kapılmış. sad.

neyse ki kate'ciğimin o mutsuz, hayatına sıkışığ kalmış hallerini biraz olsun gördük, onu bunalımlarda gördük ve en sonunda josh'un çıkıp gelmesiyle mutlu mesut kadını adamcağızla elele bıraktık ya, pek mesudum. konu sempatik ve hatta enteresan. ama dev bir film olamamış maalesef. izlemek yerine başka bir kate winslet filmine geçin dostlar.