30 Haziran 2014

[25 Haziran 2014, Cenevre - Paris.]

Yepyeni bir paris gunluklerinde daha beraberiz sevgili dostlar. Bu seferki de tipki gecen seferler gibi cok guzeldi. Paris semalari bana huzur verdi, depoladim geri dondum.

Bu yolculugumuz cenevre uzerinden basladi. Oglen olan ucagimizi (evet annem ve kardesimle gittim bu sefer) yakalamak icin evden bir telasla ciktik. Yaklastikca heyecan dalgam artti artti ve kulagimda yine chanson'lar cinlamaya basladi. Dogrudu bu heyecan biletleri aldigim gun baslayip, otel ayirttigim gun kat be kat artmisti. Ama yine de o ilk yolculuk gununde zirveye ulasti desem yalan olmaz. Bu noktada korkulu dakikalarimi da anlatmayi bir borc bilirim. Tesaduf eseri mi bilinmez, bizim havayolunun birkac ucaginin iptal oldugunu gordum ekranda. Ucus saatinden bir saat sonrasina kadar bizim kapimiz aciklanmayinca bir an icin ucus iptal olacak diye cok cok cok endiselendim. Kendim icin degil ama kardesim ve annemle gitme firsati kayip gitseydi o kadar cok uzulurdum ki... Neyse efenim hic bir sikinti olmadi veeeee bir saat sonra -ucus rotarli da olsa- paris'e vardiiik! Bu noktadan sonra toplu tasima maceramiz basladi. Sehir merkezine dogru yaklastikca yeniden parise kavusmanin sevinc dalgasi sardikca sardi. Cunku ilk kez en sevdigim metro duragindan cikacaktik sehre: notre dame saint michel. Gozlerimi kaldirdigimda seine'i gormek ve notre dame'in zihnimde canlandirdigi onlarca goruntuyu yasamak oyle guzel ki. Sozu cok uzatmadan otele vardigimizi ve disari ciktigimizi belirteyim.

Otelden cikip notre dame'in tam karsinda sarap esliginde guzel bir biftek yedik. Ardindan cité'ye dogru yola koyulduk. Sonrasinda saint chapel ve conciergerie'yi solumuza alip court de cassation'in onunden karsiya gectiiik. Chatelet ve louvre rivoli. Bir zamanlarki evimin duragi, ah canim benim. Pont des arts ve piramitler derken concorde'dan metroya bindik dostlar. Bir sonraki hedef opera'ydi. Meydani gosterip cafe de la paix'de soluklandiktan sonra (tanrim tatlilari ne kadar kotu, yemeyin yedirmeyin umitlenmeyin bile) otele dogru yola koyulduk. O kadar yorulmusuz ki otelde sizmisiz. Bu arada kayitlara gecsin, yatmadan once televizyonda garou, patrick fiori ve julie zenatti'yi gordum. Yani notre dame de paris'in quasimodo, phoebus ve fleur-de-lys'i paris semalarinda yeniden karsima ciktilar ki bu bir tesaduf mu? Hic sanmiyorum.