30 Temmuz 2012

[21 Temmuz 2012, Madrid - Toledo.]

Gune erkenden baslamanin dayanilmaz hafifligi diyerek soze baslamak istiyorum ey dostlar. Kahvalti faslindan sonra toledo'ya yola cikisimi yaptigimdir. Toledo, eski baskent efendim fyi. Eski kilisesi, sokaklari, sarayi ve hatta papa olmasi beklenen cardinal bey amcanin evcegzinin onunden gece gece turu sonlandirdik. Oyle tutucu bir yer ki kelimeler yetmez diyecegim ama kinadigim bir durum degil, it is in their blood. Ogle yemeginde de sectigimiz yerel lokantaya girdiiik. Kirmizi ekoseli ortuleri gorunce dedim burasi harikadir zaten ooh. Yanilmamisim. Cok keyifli bir yemek, ickiler, serin serin muhabbet ve turistlerden uzak bir sehir merkezinin kuytu kosesi. Sweet joy diyeyim siz anlayin. Neyse efendim donduk geldik kurkcu dukkanina.

Iki tane yer vardi gormek istedigim, ikisini de gordugumdur. Ilki prado muzesi. (Bana dexter'daki cirkef ve mal savci prado'yu hatirlatiyor ve pis pis siritiyorum) annunciation'i gordum fra angelico'dan. Vay anasini diyorum sayin seyirciler. Suna da tanik oldum ya, sanat tarihi dersimin sevincli anlarinin kulagi cinlasin. Bi de saturn devouring his son'i gordum. Ismi yanlis yazmis olabilirim ama goya'nin dehsetli resmidir. Ay allahim goya'nin resimlerindeki dehset, karanlik, mutsuzluk beni benden aldi btw. Efendim cok uzun ve yorucu dakikalar olan bu muze (ki dunyanin en uyduruk planina sahip heralde diyecegim artik surcu lisan ettiysek affola) bitti ve yardirdik ikinci mekana. Reina sofia muzesi. Buranin icinde diego rivera'dan, miro'ya, kandisky'den dali'ye herkes vardi. Ama bir eser var ki, (hayir woman in blue degil, o da guzeldi ama o degil, o kadar carpici olamaz cunku hicbirsey) onu gormek icin gittik desem yalan olmaz.


Guernica... Uc nokta koymanin bir anlami var burada, bilincli bir tercih esasen. Soylenecek bir sey yok bu resim icin. Savasin vahsetini en guzel anlatan, en meshur, en carpici, en orjinal hikayeli resim. Picasso'nun fasizan rejim bitmeden ispanya'ya donmesini istemedigi resmi. Resim diyorsam yanilmayin, eskizleri de sergileniyor bir gorseniz! Insan hayran oluyor picasso'ya, ki ben kubizm hayrani degilim, ama sapkami cikarip dakikalarca ayrilamadim guernica'nin karsisindan. Oyle garip ki, muze dukkanina girip guernica'yla ilgili birsey secerken mutsuz hissedip, secememe noktasina geliyor insan. Duvara asmak icin cok acikli, kenarda tutmak icin cok vahsi. Herkes herkes gorsun diyorum. Cunku kitaplarda goremediginiz ayrintilari (arka plandaki silik guvercin gibi mesela) gormek paha bicilemez ve tum yorgunluklara deger.


Iste bu ikinci duragi da gordukten sonra hiic otele gidip vakit kaybetmeden once bir iki isimizi hallettik. Is dedigim zorunluluk degil yahu, kartpostal attik tum dostlara. Bes on gunde varacakmis kartlarimiz. Ne guzeldir uzaklardan (hatta uzak olmasi da sart segil) kart mektup almak!


Neyse efendim geliyorum gece macerasina. Bu isleri halledip plaza mayor'da bakinakli masamiza gectik. Devamini dun gece tam da o masada otururken not aldigim cumle anlatsin, baska birsey yazmayacagim.


"Plaza mayor'da otururken onumda bir surahi sangria, etrafta dostlar, arka fonda angels calan bir sokak sarkicisi, papyonlu garsonlar ve resimlerle dolu bir binanin yuzu. Eger bana sorsalardi, la vie en rose bu derdim."


Bu ispanyol stayla uzuuuuun saatlere yayilmis yemekten sonra (surahi surahi sangria ve paella'lar ole!) gittik bir gece kulubune. Gece kulubu degil de pub-vari bir yerdi. Ay duvarda cizgi roman karakterleri, barin arkasinda scooby-doo minibusunun de yerlestigi onlarca televizyon kutusu filan cok tatliydi. TopperWare'di adi, mark my words cocuklar. Bi gidin gorun. Sonrasina geliyorum, hepsini yazmayacagim, hafizama kaydedildi zaten gulumseyerek kalsin diyerekten. Dun gece yatmadan karaladigim bu cumleyi yazayim sadece, gulumsemeye devam edeyim. Aaa dur bi de sunu soyliyim, dun gece ispanyolca bir cumle daha ogrendim: me gustas espagne. Mutluyum mesudum efendim. 


 "La via lactea'da love me tender dinlemis kadar oldum bu gece. Baska bir sey yazmayacagim."

"Dilerim yarin sabaha uyanabiliriz."  (Bunu da yatmadan yazmisim ama misler gibi de kalktik, bir guzel kahvaltimizi ettik ve an itibariyle cordoba'ya dogru yol almalardayim. Arkasi yarin insallah.)