11 Temmuz 2012

[Normal Again.]


Bunu bir yere yazdığımı biliyordum. Hem beni çok etkilediği için, hem de korkularının üstüne gidince belki onlardan kurtulursun dedikleri için galiba. önce gerekli alıntıyı yapayim ilgili yazıdan:

"Hala her ayrıntısını bildiğim bir Buffy bölümü geldi aklıma. Başrol Buffy kendini tımarhanede bulmuşken, düşündükçe inandı gerçekten hayal gördüğüne herşeyi. O büyünün altındaydı ama ya biz, korkmadık mı acaba aman tanrım 6 yıldır boşa mı izliyoruz diye? insan geçmişini düşünüyor, özlüyor. geleceği hayal ediyor. gününü yaşıyor. ama hiç o anlamları kaydıramıyor dedim kendi kendime. geçmişini hayal eden var mı tanıdık? hiç lise yıllarında olduğun bir zaman dilimini hayal ettin mi üniversitedeyken? hayal kurmak kötü mü, olamayacakken? geleceğini özledin mi mesela? en yorulduğun, boğulduğun anda tatil olsun demek mi geleceği özlemek? gününü öldürmek ne peki? boş boş oturmak mı? yoksa canını dişine takıp çalışmak mı nefes al(a)madan? Böyle düşündükçe başka yerlere gitti aklım."

Bunu düşünen ben, aynı zamanda şunları da yazmışım, paralel çentikler atmışım farklı zamanlara:

"e tabi bir yandan da bu dünyaya yönelik hayalleriniz vardır. çocukken kurduğunuz -kendinize kurduğunuz- hayaller yerini sizin isimlerinizi taşıyan roman kahramanlarına bırakır. buffy'nin bir bölümünde buffy gözlerini akıl hastanesinde açar. yıllardır yaşadığı herşey bir hayal, bir sanrıdır. bazen düşünüyorum da, öyle birşey olsaydı bana, o dünyaya kapılsaydım ne olurdu? çıkamazdım içinden kesin. galaksiler evrenler zaman mekan gerçek hayal dolanıp dururdum kafamın içinde. sıkılmadan. yorulmadan. keyifle." 

İşte dün akşam o bölümü andıktan sonra bugün en sevdiğim buffy sitesindeki screen captures ve transcript eşliğinde tekrar o bölümü okudum. ama resimler olunca aslında izlemiş bile adlandırabilirim kendimi. buffy boş gözlerle onu "yalan" hayatına bağlayan arkadaşlarını öldürmek ister. ancak gittikçe daha da canı yanmaya başlar. artık anlamıştır. "gerçek" olduğunu umduğu dünyaya, annesine, babasına dönmeyecektir. bir avcının yapması gerekeni yapar. arkadaşları ona kızmaz bile, hemen tüm sıcaklıklarıyla aralarına alırlar. işte tüm buraya kadar herşey normal de, son sahnedir beni benden alan. aynen alıntılıyorum: 


FLASH CUT TO:
INT. ASYLUM - CELL - NIGHT
Buffy stands, facing the wall with as blank a stare as ever. The doctor checks her eyes with a flashlight.
Hank and Joyce stand by. Hank holding Joyce as she cries.
Finally, the doctor stops. Turns to face them, shaking his head.

DOCTOR
I'm so sorry. There's no reaction
at all.
(a beat)
I'm afraid we've lost her.

THE CAMERA PULLS BACK SLOWLY, DOWN THE HALL. Leaving the doctor and Buffy's parents helpless, and Buffy lost in a distant delusion.
BLACK OUT.

THE END 


Eğer bir gün böyle kaybolursam, sıkılmadan yorulmadan izlersem gözlerimin önünden akan hayalleri, dilerim yüzümde böylesine bir blank stare değil hafif bir gülümseme olur. Yazarken korktuğumu hissediyorum. Ama en başında demiştim, yazarsam belki kurtulurum.