Bir onceki gun granada panaromik turumuzu yaptigimiz icin sabahki tura
katilmayip misler gibi uyuduk bugun. Uyandiktann sonra gorulmesi gereken
son yere gittik: el bañuelo. Efendim burasi buranin en eski ve hatta
yanlis anlamadiysam ilk hamamlarindan. Tabii icinde mermer filan yok,
binanin icine girip kubbelerdeki arap motiflerini goruyorsunuz ancak.
Gezmesi toplam 5 dakikayi almiyor. Bu fasli da bitirdikten sonra
granada'nin nisantasi'siymis burasi dedigimiz bir meydanda yemek yedik.
Ogleden sonra ise granada'ya gelme sebebimiz olan el hambra sarayina
gittik. Sunu en bastan soylemek lazim: boyle bir guzellik olamaz.
Oryantal mimarinin gordugum en guzel ornegi bu saray. Duvarlardaki
yazilardan kubbelerdeki ahsap yildizlara, ince ince duvar isciliginden
binbir cesme ve havuzuna, bahcesinin bir ucundan digerine o kadar guzel
ki insan kendini ben de sultan olsam burada yasardim derken buluveriyor.
Yalniz sunu da soylemek lazim, ispanyollarin isabella ve ferdinand'in
gelisiyle tum islami ogeleri yok etmeleri ve yerine yeni seyler
koymalari apacik. Egreti durmus bariz sekilde. Tamam havuzlar guzel, ama
fark ediyorsun ki o tas isciliginin mimariyla o havuzun mimari ayni
olamaz. Aaa bir de kendime ve belki ilgili olanlara not duseyim, el
hambra kizil saray demekmis. Neyse efendim bu muhtesem yapiyi gezip, dun
yemek yedigimiz yerin karsidan fotografini da cekince geldik oteleee.
Sarayi gezerken bize eslik eden ispanyol rehberimizden ogrendigimiz
restorana aksam yemegine gittik. Ama nerdeee, adam dukkani kapatip
tatile cikmis! Yok boyle birsey! Keske ispanyol dogup siestalara
doymayaydim diye icimden gecirmedim degil. Neyse efendim biz de rota
degistirip bir baska meydandan ingilizce de konusabilen bir garsondan
sangria siparis verirken bulduk kendimizi.
Simdi gunun diger yarisina geciyorum. Biraz once bahsettigim garson
kizimizdan bir gece kulubu ogrendik. Sehrin bittigi yerdeydi desem yalan
olmaz, bildigin cevre yolu tabelalari etrafimizi sarmisti artik. Adi
mae west. Gittigimiz saatte bombostu tabi, biz de arada ilk tur ickileri
icip sohbete devam ettik. Derken derken icerideki konsere daldik. Once
konsepti anlatayim. Icerisini oda oda, hatta oda demek yanlis olur, hall
hall yapmislar. Her odanin muzigi farkli. Her birinde bir sahne.
Granada universitesinin 60000 ogrencisinin nereye gittigi resmen belli
oldu a dostlar. Girdik efendim konsere. Apache diye bir gruptu calan.
Orta yas ispanyol amcalar demiyecegim, abiler, yardiriyor bir gorseniz!
Solist de dunya tatlisi mimik hareket ve sesiyle herkesi tavladi.
Sultans of swing, stairway to heaven, the wall, we will rock you gibi
sarkilar soylediler. Arada da albumlerinden veya bilinen ispanyol
sarkilarindan oldugunu tahmin ettigim -cunku oradaki herkes ezbere eslik
ediyordu- sarkilarini seslendirip verdiler coskuyu! Sonra biz pop
hall'a gittik bir sure orada koptuk ve derken tekrar rock kismina donup
delicesine dans ettik. Sabah 8.30 otobusun hareket edecegini bile bile
saat 4.10'a kadar oradan cikamadigimizi soylersem sanirim orayi ne kadar
sevdigimi anlarsiniz! Derken derken eve -ay bak elim ev yaziyor artik
nasil alistiysam berduslar gibi otel otel gezmeye- donup yattik. Su an
ertesi gunun otobus yolculugundan bunlari yaziyorum. Bugunun haberleri
diger yazida sizi bekler.