19 Kasım 2012
[Alert alert! Curiosity de-activated!]
baya baya
yoğun geçen bir günün ardından eve geldiğimde müthiş bir mutlulukla
dizilerimin başına oturacağımı sanıyordum. ama günün yorgunluğuyla hiç
biryerlere oturmadan kendimi attığım duşta şöyle düşünürken buldum
kendimi: "ay bugün dört dizim var izlemem gereken. pöf." tehlikenin
farkında mıyız? içim baymış haberim yok yahu böyle saçma şey mi olur!
resmen baymışım izlemekten. sürüklenmez olmuşum. ki hiç hoş bir durum
değil bu. hadi walking dead'i geçtim, homeland'i geçtim. çünkü walking
dead'in bir sezon bayık çiftlikte geçmesine alışkınım. homeland'de de
bazen bölümler duraksıyor filan, olayı anca kuruyorlar. once upon a time
da bu kanlı vahşi dizilerimin arasında minik miniminnacık minnoş
pıtıpıtı kalıp bir de mıymışık aşk hikayesiyle bezenince kesmiyor beni.
ama dexter'ı heyecanla beklemediğimi fark etmek çok acıydı doğrusu.
oğlum dexter hadi biraz coşun nooolur böyle olmaz bu. rick carl'ı çekip
vursun, dexter sirko'yu yesin, rumpel cora'yı doğrasın, brody karısını
boğsun filan istiyorum o derece baydım