05 Şubat 2013

[American Horror Story: Season 2 Finale.]

OMG OMG OMG OMG OMG!!! evet hızımı bu şekilde alıyorum dostlar. american horror stroy'nin son bölümü muhteşem ötesiydi! üstelik ilk sezonun aksine tam bir closure gördük efendim. hangi karakterden başlasam bilemiyorum haydi vre bodoslama dalalım!

kit, sen ne iyi bir adam çıktın ya! valla bu kadarını beklemiyordum. jude'u evine alışın, onu resmen rehab'e sokuşun, onu çocuklarınla tekrar hayata döndürmen ve çocuklarının genius uzaylı über yaratıkların dünya şubesi olarak jude'a son günlerini güzel yaşatmış olması beni ağlattı sen ne yaptığını sanıyorsun! bayıldım o hippie hallerine bayıldım, yeni eşine de bayıldım, dilerim in a fiction universe, up in the sky hatta, mutlusunuzdur. en sonunda senin de pankreas kanserine yakalanıp, uçup uzaylılara karışman manidardı. vaouv. mutlu olsaydın iyiydi be kit. hak etmiştin.

geliyorum jude'a. jude kalbimi paramparça ettin sen. ölmeyecektin ya ölmeyecektin ağlayarak çocuklara veda ederek, it's alright I'm not alone diyerek ölmeyecektin. tamam, o angel of death'in getirdiği huzuru çoktan hak etmiştin ama, yani, ben seni hep yardırarak briarcliff'ten, monsenyörden hesap soracaksın gibi bir sona yakıştırmıştım. neyseki dizi genius'lığın doruklarında bir hamleyle hikayenin başında hem lana hem de jude'un yardıranzi havalarda güçlerde olduğu anları gösterdi de, aklımızda en son öyle kaldın hatta promo resimleri gibi pis pis sırıttın. when you look at the evil, it looks back at you dedin. bebeğimsin. altın küreyi sana vermemelerini sindiremiyorum amk! oturup o diziyi izleyeceğim ve julianne moore'a haksız bir şekilde ödül verdilerse -tabii ki by my standards dostlar- seni gönüllerin şampiyonu ilan edeceğim. ki zaten ilan ettim de, bu sefer resmiyete döküp twitter atarlarımı julianne moore merkezli yapacağım. ooof of.

lana. ay ben sana inanamıyorum lana. ne dişliymişsin sen bacım ya. gerçi götün kalkmış çok afedersin, sana sinir olmadım değil. hava cıva hava cıva peeh. şit. bu arada sonra briarcliff'e dönmen büyük bir cesaretti. helal. ben dönemezdim bak çok net. tırsmanın doruğundayım şu an bile. bu arada kayıtlara geçsin, bu görüntüler ve lana'nın görüntü ve seslere tanık olabilirsiniz ama kokuyu asla anlatmam mümkün değil cümlesi aslında bir belgeselden alıntıymış. willowbroke tımarhanesi diye geçiyor bu yerin adı. The Last Disgrace. youtube'da gördüm linkini bir kaç parça halinde ama doğrusu, izlemedim. izlemeye de yeltenmedim. madness in general beni korkutan bir olgu. bilinmeyen herşeydenkorkarım gibi bir genelleme değil de, kendi kafamın içinde değil, bir zihin hapishanesinde diğer mahkumlarla olmak dehşetle sarıyor beni galiba. neyse efendim, lana'nın bu halleri beni uyuz etti doğrusu. ama şunu kayıtlara geçirmekte fayda görüyorum: dizinin başında röportaj veren lana'yı çok iyi buldum. hayata karşı kendine güvenen bir tutum sergiledi ki, yaşadıklarını düşünürsek, takdir edilesiydi. üstelik oğlunun bir gün gelip kendisinden intikam için öldüreceğini bilmesi, bunu soğukkanlılıkla bekleyip bir de içki koyması ve en nihayetinde adamı çaaat diye çekip vurması muhteşemdi. lana'nın yüzüne yerleşmiş olan o yıllar yılı süren bekleyişin rahatlaması öyle güzel yayıldı ki, şapka çıkardım. sarah paulson, çok iyi bir oyuncusun doğrusu, aferim yahu!

bu noktada hangi karakterden bahsetsem bilemiyorum. çünkü her karakterin hikayesinin sonuna geldik ve 2 hafta sonrasında baktığımda biten defterleri açma ihtiyacı hissetmiyorum. ama bahsetmek istediğim son bir karakter var: angel of death. nam-ı diğer the woman.

bu karakteri çok sevdim. geldiği zamanda çalan müziğe bayıldım. jude'un çektiği acıyı hissettim zaten, hastalık, kanser... çok zor. ama I'm not alone dediği andaki gülümsemesi muhteşemdi. üstelik kit bunları lana'ya anlatırken lana'nın kimden bahsettiğini galiba biliyorum dediği an da çok güzeldi. neyse efendim, en nihayetinde huzur veren birinin gelip seni acılarından kurtarması, üstelik bunu arkasından açılan kocaman kanatlarıyla yapıp görüntü yönetmenine şapka çıkartması kolay bulunur birşey değil doğrusu. tüm ekibin ellerine sağlık.

üçüncü sezonda yine dehşet dolu olacağnıı umduğum, jessica lange'lı, sarah paulson'lu bölümlerde görüşmek üzere american horror story! bebeğimsin!