24 Şubat 2013

[Suits Sezon 2 - Son İki Bölüm.]

bu dizi ne kadar uyduruk bir dizi olduğunu gözler önüne serdi. adeta böyle boktan bir sezon finaliyle üçüncü sezon izlemesem mi aceba düşünceleriyle beni başbaşa bıraktı. ne saçmalık yareppim ne saçmalık! son iki bölümde bir ortaklık muhabbeti çıkardınız. scottie yine binbir hile desise ortama girdi, alavera dalavera merger krizi patlak verdi. ay harvey de bir havalar bir havalar. allah aşkına jessica artık bu adamı frenlesin istiyoruz artık. derken son bölümde frenledi. jessica sorarım sana, biraz geç olmadı mı? koskoca naming ve hatta managing partner'sın, harvey'le orta yolu bulman bu kadar zaman aldı bu nedir? ben mi büyüttüm aceba gözümde seni? harvey'nin de scottie nevrozları gerçekten beni benden aldı bitmiş gitmiş bir hikaye bunlarınki bence. sürekli dönüp dolaşıp bir araya gelmeleri aradığım derin hikaye değil. ne kadar boş bir entrikaydı bir bardak suda kopardığınız. hey yareppim. donna, please knock some sense into harvey. lütfen yani.

aa bir de şu "davalar" meselesi var. ya birden bire yine bir olay yarattınız. adeta bu kadar olur. adeta. tam bir epic fail. hatta kısaltmak istemiyorum: epic failure. ya bir dizinin sezon finaline kadar gelen olayları kurarsınız, kurarsınız ve birden bire tüm sezonun kurgusu tıkır tıkır işler, zemberek boşalır ve closure yaparsınız. tabii ki öteki sezona insanları bağlamak için de bir açık uç bırakırsınız. siz bu olay silsilesini kurmadınız. daha doğrusu hardman'ı sürmek filan derken bir merger'a gittiğiniz belliydi de, yeterli gelmedi bana. belki de bir genre olarak dramatik diziler izlediğim içindir. hani hep bir merak unsurunu açık bırakabiliyorlar. ama hukuk dizisinde olmamış çocuklar. üzgünüm. hadi burda sıçıp batırdınız. peki sezonun açık sorusunda da epic fail bir olaya imza atmanız şart mıydı? scottie burda mı olsun londra'da mı? seriously, who gives a shit about this? gelsin beni bulsun iki çift lafım var. neyse efenim. geliyorum the bölümün olayına. 

mike ve rachel. ay yareppim kafayı yiyeceğim. öncelikle rachel'ın ay ben harvard'a gidicem, giricem giricem eminim, ay muhteşemim, mülakat süper geçti harikayım, burda çalışmak istiyorum, pearson hardman'ı seviyorum, harvard olmasa yale filan istemem, bok yesin o okullar kafalarını yaşadıktan sonra 22958469548306 bölüm boyunca, red alınca içimin yağları erimişti. ki girseydi dizinin tüm konusunu geçiyorum mike'ın böyle bi yerlere girmesi mümkün değil bunu kabul ediyorum da, bu cidden uydurmanın dik alası olacaktı. neyse. velhasıl mike rachel'a doğruyu söyledi. rachel gibi hırs hırs hırs karısı bunu nasıl sindirdi? sindirdi mi? orası meçhul. ama sindirememesi gerekir. çünkü mike'ın elinde bir degree'si olmadan onun hayalini yaşamasını sindiremez bu kız ben size diyim. üstelik mike'ın söylemesine ihtimal vermiyorum. insan herşeyini riske edemez bence. sonuçta atılırsa herşeyini kaybeder hatta hapse mapse girer jessica'nın dediğine göre. o yüzden söyleyeceğine hiiiç inanmıyorum, kimse de beni inandıramaz. 

gelelim rachel ve mike'ın sevişme sahnesine. efendim dün suits izlemeden hemen önce spartacus'un dördüncü bölümünü izledim. sonrasında suits nasıl hissettirdi ay size nasıl anlatsam? requiem for a dream'den sonra evde tek başına izlemek gibi bir his. ya da american horror story'den sonra pis yedili izlemek gibi bir his. buffy'den sonra turist ömer gibi. doctor who'dan sonra gora izlemek gibi. seriously şaka gibi bir his. olmamış. olmaaaamııış. başka da bişey yazamiyciim, sanıyorum nekkaaağ hoşuma gitmediğini anlamışınızdır. 

sevgiler. saygılar.