03 Şubat 2013

[The Impossible.]

The Impossible. Bu filme hic bisey diyesim yok. Allah belanizi versin. Yani bu kadar olmaz allaaasen, naaptiniz siz? Tamam, felaket filmlerini severim. Ozel ilgim firtina filmleridir hatta. Deprem meprem, iklim degisikligi, kasirga, firtina, poseidon felaketi tadinda gorsel solenlere bayilirim. Ama bu film, hic benim felaket filmi kaliplarima uymadi a dostlar. Once oscar yorumlarimi yapayim: ewan ve naomi'nin isi zor bence. Naomi'cim burada sozum sana. Tamam, uykularimi kacirip kabuslara surukledin beni ama, cilgin bir makyaj -dear god, kadinin sol gozu ve sag dizinin arkasi ne hale geldi oyle bayilicam simdi yemin ederim!- ve korkunc cigliklarin sana oscar getirmez diye dusunuyorum. Ama verirlerse de sasiracagim dogrusu. Ewan, simdi sozum sana. Tam hatirlayamiyorum ama bir an aci bir ciglik attin filmde. O ciglik, moulin rouge'un en sonunda kollarinda satine varken ettigin feryadin aynisiydi. Oldurdun beni. Yillar oncesine goturdun inan. Ama yok, senin rolun hem azdi, hem de sadece muhtesem gozlerinle etrafta bakinmaya oscar vermezler bence. Ah keske verseler, ama kurtarmaz. Bu arada sol gozune kan oturmasi da ayri bir olaydi. Reca ederim renkli gozlu insanlari kana bulamasinlar. Hadi kan revan icinde biraktilar, bari gozlerinden uzak dursunlar. Kanim dondu cocuklar aaaa. Simdi geliyorum filmin sonunaaa. Korkmayin a dostlar, sonunu soylemeyecegim. Sadece su kadarini soyliyeyim: cok duygulandim. Insanlar olarak birbirimizin hayatlarina ne kadar teget geciyoruz oyle, inanilir gibi degil dogrusu. Beautiful. Sonlardaki hastane sahnesinde hep bunu dusundum: Teget geciyoruz, tek noktada dokunuyoruz ama kesisemiyoruz bir turlu. Kimbilir ne kumeler kaciriyoruz, hic dusundunuz mu? Iste bu filmin sonu bana bunu dusundurdu. Ruhumu daraltti ama bana tum bunlari dusundurdugu icin cok begendim. En sonunda ucakta oturup aglarken -evet, kimin agladigini soylemem- soyle bir asagiya dogru baktim ucaktan. Korkunc bir felaket. Cok caresiz. Hani ben yuzerim demekle olacak gibi degil. Suyun icinde metal parcalari, agac kokleri, teneke, araba hersey hersey suruklenirken, kutu kolanin bile olumcul bir sonuca sebep verebilecegi, kesikler acabilecegi, bizi dis dunyanin etkilerinden koruyan camlarin parca parca saplanabilecegini bilmek ayri, gormek ayriymis. Hele de denizi benim kadar seven bir insansaniz, denizin kendi gucuyle insani nasil savurdugunu gostermek korkunctu! Bunu bize nasil yaparsiniz? Cok ama cok urktum. Ustelik tsunami vurmadan belki de 5 saniye once elektrik kesildi ya hani, kokteyl yaparken o mixer durdu hani, of. Muthis etkili bir andi. Jaws'i gostermeden onun bakisiyla dehseti yaratan Spielberg'in kulagini cinlattim. Dehset geliyor. Biliyorsun. Ka-ca-mi-yor-sun! Sit. Fak. Korkunc otesi! Koca bir su duvari uzerine gelirken ne yaparsin? Cocuklarin, esin. Of be. Daraldim su an yazarken bile. Ama en iyisi havuza atlamak, havuzda kalmak heralde. Asagi kalinca belki cok suruklemez. Ne bileyim. Neyse. Daha fazla yazmayacagim. Yazamayacagim cunku ruhum tukendi. Hele de o hastane sahneleri beni benden aldi. Hastaneleri sevmiyorum. Hic! Bir kere kan aldirmaya da gitsem dayimin odasinda oturuyorum, gelip kanimi aliyorlar ve ben hastaneden cikiyorum. Sonra bi saat banyo dezenfekte macerasi. Zorla degil ya, sevmiyorum. Belki tip okurdum ama yapamazdim, yok. Iste benim gibi bir insanin hastanedeki, ustelik kimsenin birbirini anlamadigi, ana dili bilmediginiz, hic anlayamadiginiz, harfleri dahi size bir sey ifade etmeyen bir ulkenin hastanedeki sahnelerde cektigi cile korkunctu. Naomi ve lucas yururken ay tifo tifus kolera dizanteri ne bok kapicak bunlar acaba derken naomi ve yan yatagindaki kadini boyle hasta gormek, korkunctu. Yani yonetmen, goruntu yonetmeni ve tum ilgili insanlar, sozum size! Tamam, hasta insanlari, o dehseti yeterince verdiniz, kirik bacaklar gosterdiniz, bilmemneler yaptiniz, kadinin live-stream kusmasina gerek yoktu. Hadi gerek vardi diyelim, be humble lan, o neydi oyle. Ekranin basini terk ettim artik. Bi siktirip cay koydum cok afedersiniz. Abarttiniz. Hadi bakayim. Kendinize gelin. Ve overall dostlar, ruhunuz yeterse izleyin, dusunduren, sevindiren, uzen ama hep umut veren bir film. Umutsuzluga kapilmak bedava. Hodri meydan.