05 Şubat 2013

[Terli terli soğuk su içilmez.]

çocukluğumdan bir anı çınladı bugün kulaklarımda. o gün büyümenin ne kadar enteresan bir his, zaman zaman batan bir diken, kimi zaman çaresiz bir hastalık olduğunu düşünmüştüm. bile bile lades olmalıydı büyümek. ya da en başından o iddiayı başlatmak tutkusu.

bahçede oynuyoruz. yukardan s teyze bağırıyor. m, terli terli soğuk su içme sakııııın!

m oğlan çocuğu tabi, bahçenin içinde fır dönüyor. bense minnoş kız çocuğu, tavşan peşinde koşturup binbir alemlerde hayal ediyorum kendimi. s teyzeyi duyunca, doğru söylüyor diye aklımdan geçiriyorum. yoksa hasta olursun m. hep boğazların ağrır deyiveriyorum. yalnız içimdeki ses, ama çok susamıştır haklı çocuk diye konuşuyor. hak veriyorum m'ye.

ne kadar zaman sonra bilinmez, ben de kanter içinde bahçede koştururken buluyorum kendimi. ve bir an, çok susadığımı hissediyorum. su içmek istiyorum. soğuk su içsem çok da iyi gelecek ama, biliyorum, içmemeliyim. 

hikayenin sonunda su içtim mi içmedim mi hatırlayamıyorum.

bugün, annem telefonda yine soğuk su içme dedi. sonuçta terlisin. dinlemedim. önce bi yarım bardak içtim. sonra da çay demledim ciddi ciddi. yanında efi badem. mis gibi oldu valla.