17 Mart 2016

[Bir Delinin Hatıra Defteri]

bu oyunu oldum olası izlemek istemişimdir. uğur polat'tan, metin zakoğlu'na, genco erkal'a. hep istemişimdir ama bir türlü denk getirememişimdir.

denk getirdiğim bu seferde, en ön sıradan (ön sıramız boş olduğu için ikinci sırada olsak da en öndeydik aslında) izleme fırsatım oldu, karşımda erdal beşikçioğlu vardı. sahnenin ortasında koca bir vinç. üzerinde gezinen yüzü yara bere içinde, dağınık, -deli- bir adam vardı. o vinç üzerinde adım attıkça, benim yüreğim titredi. kollar tıslamalarla yükseldikçe, gölge altında çarpıntılar yaşadık.

duvardaki gölgesi bile kendini izleten erdal beşikçioğlu'ndan bu oyunu izlemek varmış.

oyun ilerledikçe, saçlarının ucunda kırmızı kanlar -boyalar- akan bir erdal beşikçioğlu izlemek varmış.

selama çıktığında, oyunun bittiği idrak edemeyen biz ve yerlere kadar eğilen erdal beşikçioğlu.

öyle güzeldi ki, başımızın üzerinde taşımak istedik, elimizden sadece alkışlamak geldi.

lütfen kaçırmayın. pişman olmayacaksınız.