28 Mart 2016

[Macbeth.]

bu filmi uzun süredir bekliyordum ve en sonunda kavuştuğum için gerçekten mutlu olup olmadığıma emin değilim.

film kadrosunda marion cotillard ve michael fassbender'in duyduğum an heyecandan düşüp bayılacaktım neredeyse. teeee lise zamanlarında okuyup keyif aldığım bu oyun, iki muhteşem insan tarafından filme yansıtılacaktı, daha ne isterdim ki?

ama filmi izlemeye başladıktan sonra maalesef bu heyecan yerini hüzne bıraktı. zira film, ne film olabilmiş, ne oyun olarak kalabilmiş. fazla tiyatral bir havayla çoğu şeyin hızlı hızlı geçmesi bir yana, macbeth ve lady macbeth'in çıldırmalarını hayal ettiğim kadar göremedim. her sahne birbirinden kopuk, konu hep dağınıktı.

set, dekor, herşey güzel ama işte bunlar yetmiyor maalesef. out out damn spot derken marion yeterince mutsuz değil, woman born derken macbeth yeterince inanmıyor sanki kendisine. bilemiyorum, tam olarak ne olduğunu belirleyemediğim bir eğretilik vardı. oyunculardan kaynaklanmayan ama oyuncuların da bir türlü çözemediğini hissettiğim bir eğretilik.

ama filmin güzel yanı borgias'taki micheletto'cuğumu macduff olarak yeniden görmek oldu. onun o sakin ve acımasız duruşundan sonra böyle öfkeli ve intikam hırsıyla dolu olduğunu görmek de enteresandı doğrusu.

bilemiyorum, pek birşey kaçırmıyorsunuz sayın seyirciler.

ama tabii ben marion cotillard'ın fransız olup lady macbeth için seçilmesine çok sevindim, o ayrı.

ve her zamanki lady macbeth tezimi yineliyorum: bence şekspir o zaman büyücülükle ilgilenen krala bu oyunu sunduğunda, kral katili lady macbeth'in cezasız kalmaması gerektiğini düşündüğü için lady macbeth'e bu sonu yazdı. yoksa lady macbeth gibi unsex me diyen bir kadının sonu asla böyle olmazdı. yazık oldu lady macbeth'çiğime, kayıtlara geçsin.