04 Haziran 2012

[Adele v. Edith Piaf.]

Bu bir karşılaştırma  yazısı değildir. çünkü edith piaf, bambaşkadır. sadece bir perception diyelim.

Adele'i çok geç keşfettim evet. hayır televizyonda keşfetmedim. radyoda da duymadım. bir gün bir derste tesadüfen karşıma çıktı kendisi. adını ajandama yazdım ve tüm şarkılarını buldum. hatta ilk albümünü bile indirdim. sonra birkaç konser kaydını izledim. grammy'ler aldığına tanık oldum. müziği bıraktığını da gördüm. sinirlendim. salak! diye bağırdım kendi kendime. sevgilisine zaman ayıracakmış, düşündüm, ayrılsalar ne kadar çok şarkı dinleriz en damarından. tahtaya vurdum. mutlu olsun yahu diyerek. sonra fark ettim ki bu kız bana edith piaf'ı hatırlatıyor. hayır tipi değil, hayır sesi değil aslında mesele. o siyah elbiseleri. ellerini iki tarafa açıp şarkı söylemesi. hani asso'nun edith'e önerdiği gibi. acıklı şarkıları da güzel tabii. ne bileyim. öyle işte. edith piaf gelmedi, geleceğini de sanmıyorum ama tekrar onun gibi, siyah elbisedeki muhteşem sesin bu kadar yankı uyandırması beni çok mutlu ediyor. aaa derseniz ki hangi şarkısını en çok seviyorsun, don't you remember derim. albümlerini bulduğum ilk gece, ilk kez dinlerken bu şarkıyı hüngür hüngür ağladım. sebepsiz demek istiyorum ama demek ki sebepsiz değil, şarkı ruhumda belleğimde bir yerlere dokunmuş.