Aralık 2010.
geçen gece türkan'ı izlerken (evet bu aralar büyük bir kalp
çarpıntısıyla izliyorum bu diziyi, çok içten, çok sade, çok gerçek...
tüm akşam etkisinde kalıyorum) şöyle bir cümle duydum. aslında aynısını
yazmak istiyordum o konuşmanın ama evde internetim kesik olduğundan
okuldan video paylaşım sitesine ulaşamadım. özetle şöyle dedi türkan
küçük kız kardeşine: büyümek bir bebeğin dünyaya gelmesi gibi. hani
bebek çığlık çığlığa ağlayıp ciğerlerine hava doldurmaya çalışır ya. ama
büyüdükçe ağlayamıyor insan. ağlamamalı çünkü, büyük ya. ciğerlerin
yırtılıyor, nefes almak istiyorsun ama olmuyor, tüm o ıstırap yakıp
kavuruyor seni. ona katlandıkça ben büyüdüm diyebiliyorsun. bu konuşmayı
dinlerken gözlerim doldu sebepsizce. kendi çocukluğumu ilk gençliğimi
düşündüm. kalp kırgınlıklarım, aşk acılarım, ev özlemlerim. resmen o an
dünyadan koptum gittim...türkan bunu söyledikten sonra kardeşi
turhan ona şöyle dedi. abla ağlamak istiyorsan ağla, bu çok doğal. hem
ağlamazsan ben sana yardım edemem ki.
türkan gözyaşlarını akıtırken ben de kendiminkilere engel olamadım.
hayatımda çok büyük sıkıntılar yaşamamakla birlikte herkesin çektiği
aşk acılarını atlattım diyebilirim, dost kazığı, kalp kırgınlığı,
küskünlükler de yaşadım. hele hasreti öyle çektim ki, saatlerce
ağladığım oldu bir vapura binip. uzaktan sis altındaki istanbulu izledim
vapurlarda, bunu istiyordum, bunun için geldim dedim, ama engel
olamadım ağladım ağladım sessizce. sonra bir gün bir mucize gerçekleşti.
vapurdaki bi teyze geldi, yanıma oturdu, elimi tuttu, gözlerime baktı
ve gülümsedi. o vapurda bir daha aglayamadım. aglasam da biliyordum
birileri var orada elimden tutacak. oda arkadaşım geldi yatagıma ilişti bir gün, ellerimi tuttu, ağlamak
yok, çok üzülüyorum ben, noolur yapma dedi. gözyaşlarımı sildi,
ağlamadım.
bir gün de en yakın arkadaşım telefonda sesimi begenmedi.
eve geldi, beni ağlamaktan gözlerim akmış, hayatımda herhalde daha
umutsuz olamam derken buldu. sarıldı sımsıkı. artık ne olursa olsun
ayakta kalacağımı hissettirdi bana.
böyle böyle anladım ben, ağlamak, onu durdurabilecek kişiler varken ne kadar da güzel!
[aylar sonrasından edit: Bak, ağlamak güzeldir şarkısına bir güzelleme yazmışım da unutmuşum bile. nerden nereye dostlar? ama yine de çok güzel bir noktaya parmak basmışım evet. yanındakilerle güzel ağlamak çoğu zaman.]