13 Haziran 2012

[sandıktan çıkanlar vol.1]

Aralık 2010.
geçen gece türkan'ı izlerken (evet bu aralar büyük bir kalp çarpıntısıyla izliyorum bu diziyi, çok içten, çok sade, çok gerçek... tüm akşam etkisinde kalıyorum) şöyle bir cümle duydum. aslında aynısını yazmak istiyordum o konuşmanın ama evde internetim kesik olduğundan okuldan video paylaşım sitesine ulaşamadım. özetle şöyle dedi türkan küçük kız kardeşine: büyümek bir bebeğin dünyaya gelmesi gibi. hani bebek çığlık çığlığa ağlayıp ciğerlerine hava doldurmaya çalışır ya. ama büyüdükçe ağlayamıyor insan. ağlamamalı çünkü, büyük ya. ciğerlerin yırtılıyor, nefes almak istiyorsun ama olmuyor, tüm o ıstırap yakıp kavuruyor seni. ona katlandıkça ben büyüdüm diyebiliyorsun. bu konuşmayı dinlerken gözlerim doldu sebepsizce. kendi çocukluğumu ilk gençliğimi düşündüm. kalp kırgınlıklarım, aşk acılarım, ev özlemlerim. resmen o an dünyadan koptum gittim...türkan bunu söyledikten sonra kardeşi turhan ona şöyle dedi. abla ağlamak istiyorsan ağla, bu çok doğal. hem ağlamazsan ben sana yardım edemem ki.
türkan gözyaşlarını akıtırken ben de kendiminkilere engel olamadım.
hayatımda çok büyük sıkıntılar yaşamamakla birlikte herkesin çektiği aşk acılarını atlattım diyebilirim, dost kazığı, kalp kırgınlığı, küskünlükler de yaşadım. hele hasreti öyle çektim ki, saatlerce ağladığım oldu bir vapura binip. uzaktan sis altındaki istanbulu izledim vapurlarda, bunu istiyordum, bunun için geldim dedim, ama engel olamadım ağladım ağladım sessizce. sonra bir gün bir mucize gerçekleşti.
vapurdaki bi teyze geldi, yanıma oturdu, elimi tuttu, gözlerime baktı ve gülümsedi. o vapurda bir daha aglayamadım. aglasam da biliyordum birileri var orada elimden tutacak. oda arkadaşım geldi yatagıma ilişti bir gün, ellerimi tuttu, ağlamak yok, çok üzülüyorum ben, noolur yapma dedi. gözyaşlarımı sildi, ağlamadım.
bir gün de en yakın arkadaşım telefonda sesimi begenmedi. eve geldi, beni ağlamaktan gözlerim akmış, hayatımda herhalde daha umutsuz olamam derken buldu. sarıldı sımsıkı. artık ne olursa olsun ayakta kalacağımı hissettirdi bana.
böyle böyle anladım ben, ağlamak, onu durdurabilecek kişiler varken ne kadar da güzel!

[aylar sonrasından edit: Bak, ağlamak güzeldir şarkısına bir güzelleme yazmışım da unutmuşum bile. nerden nereye dostlar? ama yine de çok güzel bir noktaya parmak basmışım evet. yanındakilerle güzel ağlamak çoğu zaman.]