27 Haziran 2012

[aranağme 2.]

Bir süredir aklımda tren garlarını yazmak. bana ilham veren o fotoğrafı gördüğümden beri aklımda hatta. yazacak çok şeyim de var aslında belki de yıllardır hafızamda yer edinmiş. ama önce tren garları neden benim için önemli onu yazmak isterdim. yazmayacağım. hani filmlerde derler ya, birine karşı öfke beslemeyin yorulursunuz diye. benimki bunun bir türevi aslında. öfke beslemiyorum. yormuyorum kendimi. yorulmayı çoook uzun süre önce bıraktım. sevmiyorum sadece. sevmenin tersi, zıt anlamlısı neyse ben tam olarak onu hissediyorum. o adının ne olduğunu bilmediğim ışık küresini yerlere vurmak istiyorum aslında. tuz buz olsun, her minik kum tanesi camı süpüreyim, yokolsun gözümün önünden. ama bir yandan da kürenin ışığını seviyorum. zayıfladı artık, sanıyorum ömrünün sonuna geldi. yine de o ışığı seviyorum. gülümseyerek bakıyorum, hani bulutlar dağılınca ne güzel bir fırtınaydı deriz ya, o usül. o küreyi parçalayıp atamıyorum.