02 Haziran 2012

[Arabayla yokuş aşağı inerken için havalanır ya hani.]

geçen gün yer gök aşk izlerken öyle bir içim cız etti ki o diyalogun aynısını buraya yazacağım. başka yorum yapar mıyım bilemiyorum bittikten sonra. ama it is self explanatory, o yüzden sanmam. diyalog havva ve teyzesi arasında geçiyor esasen. sultan hanım, havvaya aşk üzerine birkaç soru soruyor aslında. amacı da reşit bey'e hissettiği şeyin ne olduğunu anlamak. dolayısıyla sultan bambaşka şeyler düşünüyor havva bütün bunları söylerken. tabii havvanın başına neler geldiğini uzun uzadıya yazmak lazım ama kısa bir özet geçeyim for the record. havvanın müstakbel kaynanası havvayı ölmüş gibi gösterdi, oğlunu ve memleketi kandırdı. sonra havva çıkıp gelince yusuf (havva bu eziğe aşık) önce boşanıcam sonra da senle evlenicem dese de, yapamadı ayrılamadı, kıza bir çanta para yollayıp hayatını kur dedi. havva da şimdi yusufun sonradan ortaya çıkan üvey kardeşiyle evlendi, konağa taşındılar. velhasıl sürekli bir karşılaşma, sürekli bir tartışma ve entrika diz boyu bu aralar dizide. buyrun efendim: 

S- Hani karşına çıkınca ne hissediyorsun?
H-elim ayağım kesiliyor, içimde kuşlar havalanıyor, hani böyle arabayla yokuş aşağı inersin de için havalanır ya. öyle havalanıyor içim. ama duruyorum teyze, kaskatı duruyorum. yaptıklarını unutmuyorum çünkü. unutmuyorum. sen niye sordun ki bunu bana? hayırdır?
S-hiiç. haydi kocanın yanına.
H- sevdalık güzel birşeymiş gibi geliyor önceden. ama sonra yıkıp yakıyorrmuş teyze. kasıp kavuruyormuş. aklı yokmuş, mantığı yokmuş, hiçbirşeyi yokmuş. ama de ki bana bunların hepsini yaşayacaksın, öyle sevdalanır mısın? sevdalanırım teyze, ona böyle sevdalanırım.