efendiiiim, geçen haftadan yazdığım ancak araya giren hastalığım sebebiyle bir türlü yayınlayamadığım iki yazımı yayınlayacağım önce. sonrasında ise, post-hastalık döneminde aklımda kalanlardan yazdığım o süreci anlatan bir yazı var. siz okuyun diye değil, bölük pörçük ve korkutucu anılar burada ve ümit ederim ki uzunca bir süre geride kalır, beni bir daha bulmaz temennisiyle yazıyorum. nasıl dizilerim ve filmlerimden aldığım keyifli dehşetli ve ağzımdan salyalar akıtacak kadar güzel anları yazıyorsam, kötü şeyleri de paylaşmalı ki aklımdan çıksın. ama yine de, daha kötüsünden korusun. bir daha diğer o korkunç yazılardan yazdırmasın bana. bak isimlerini bile anmıyorum. onlar kendini biliyor.
bütün bunları aradan çıkardıktan sonra beklenen yazıyı yazacağım. beklenen yazı değil aslında, hakkında yazı yazmayı beklediğim şeyi anlatacağım. uzatmiyim efendim doctor who xmas special yorumları yolda :)
ya bir bölüm doctor who yetti tekrar tıkır tıkır onun gibi çalışmaya başladı. bugün alakasız bir konuyla ilgili konuşurken aklıma bir başka konu geldi, herşeyi araya gireyim, onu da yazıp başlayacağım doctor'a. cağnımsın doctor. hayatıma renk getirdin ve salladın geçtin beni. moffat, seni affettim gitti. hiç de kolay unutup affetmem ya, valla bu bölümün tadıyla affettim gitti.