24 Mayıs 2014

[Her.]

bir süredir devam ettiğim geçen yılın oscar filmleri maratonunda bir de her'ü izledim. şimdi kısa kısa yorumlarıma geçeyim.

efendim filmin konusu çok güzel. gerçekten de bir gün geleceğimiz noktayı yansıttığını düşünüyorum bu filmin. kendi düşünme kabiliyeti olan bir bilgisayar programı yaparlar mı bilemiyorum, ama o program tüm herşeyimizi biliyorsa, ondan etkilenmemek mümkün mü?

yazdığımız ve bize gelen e-mailler, attığımız mesajlar, rehberimizdeki kişiler, izlediğimiz videolar ve internette aradığımız herşeyi görüp bilen, bizimle insan gibi konuşan program, hele de sizinle konuşuyorsa, neredeyse sizinle aynı şeylerden hoşlanan biriyle tanışmış gibi oluyor, mutlu oluyorsunuz. bu gerçeği reddetmek mümkün değil. zaten filmin başarısı da bu yadsınamazlıktan geliyor bence.

oyuncularla ilgili yorum yapmak gerekirse, açıkçası Joaquin Phoenix'ten pek haz etmem. sorarsanız senin bu adamla alıp veremediğin ne diye, kendisini en önce gladyatörde çirkef rolüyle tanıdığım için hiç ısınamadım. ama burada gerçekten çok başarılı ve içten. kalbinin kırıldığı anlarda izleyicinin de kalbini kırıyor, yalnız hissettiyor. sokakta elinde telefonu ile yürürken yanında biri varmış izlenimi yarattığı yetmiyormuş gibi, yaşadığı korkulu anlarda gözlerindeki panik, gerçekten kız arkadaşı çekip giden bir adamın gözlerindeki panikle aynı. çok etkileyici. ama onun şanssızlığı olarak bir diğer aday matthew'du bu sene. 

scarlett johansson ise gerçekten çok başarılı bir seslendirme yapmış. kendisinin çok fazla filmine hakim değilim ama o konuşurken gerçekten yüzündeki ifadeleri görüyor gibi oluyorsunuz. tebrik etmek lazım.

amy adams için ise birşey diyemeyeceğim. kendisi tam bir bahtsız bedevi. dilerim bir gün onun da oscar aldığını görürüm. burada son derece geri planda kalmış bir karaktere hayat veriyor.

son olarak filmde gösterdikleri surrogate karakter hakkında da bir iki kelam etmek isterim. varan bir, çok enteresan bir kafa kendisininki, yardım ediyor, onların aşkı için çalışıyor filan, çok enteresan. varan iki, zaten bizim dünyamız da bu gidişatta değil mi sizce de? bilimum aygıtlarla sanal seks deneyimi planlarını hepimiz duyuyoruz ara sıra. insanoğlunun ihtiyacını duyduğu ten ve ten olmadan da tene dokunma isteği ne kadar filmde işlense az gelir zannımca.

overall, film çok enteresan olmuş, tavsiye ederim. ama birazcık havada bitiyor benim için. belirli bir yere doğru yönlendiriyor yönetmen bizi ama ben her zaman kesin kalıcı sonları tercih ettiğimden, yapayalnız bırakıldığım noktayı pek sevmedim. ama yine de izleyin, izlettirin dostlar. çok farklı bir ve aynı zamanda çok tanıdık bir bakış açısı göreceksiniz.