16 Mayıs 2014

[La vie d'Adèle - Blue is the Warmest Color.]

Resimde gercekciligin ne demek oldugunu cesitli ressamlarda gorduk a dostlar. Ama sinemada gercekciligi ben hic bu kadar duru bir sekilde gormemistim. Evet, uzun suredir surekli adini duydugum, cannes'da yonetmenin yani sira oyuncularinin da odul alarak ilkleri gerceklestirdigi la vie d'adele'den bahsediyorum. Ingilizce ismi blue is the warmest color bu filmin.

Film iki kisinin iliski surecini anlatiyor ozunde. Siz hic fark etmiyorsunuz ama zaman akip geciveriyor ekranda. Bir an lisede olan adele, bir baska zamanda on sekizinci yasini kutluyor, derken anaokulu ogretmeni oluyor ve yillar gectikce ilkokul ogrencilerine ders vererek hayatini gecindiriyor.

Filmi izledikten sonra cekim asamasi ile ilgili bir kac sey okudum, bir de sizlerle paylasmak isterim a dostlar. Oyuncular senaryoyu okuduktan sonra yonetmen senaryoyu ezberlememeleri gerektigini ve akillarinda kalan, anlatilan duyguya uyan diyaloglari o anda kendilerinin kurmalari gerektigini soylemis. Dolayisiyla filmdeki sohbetler hemen hemen her zaman hep oyuncularin kendi katkilariymis. Bir baska enteresan durum filmde, film disi goruntulerin kullanilmis olmasi. Ornegin set arasinda yemek yerken ya da uyurken yonetmen oyunculari kaydetmeye devam etmis. Zaten filmin adi la vie de clementine iken la vie d'adele'e donmus. Cunku film disi kayitlar oldugu icin basrol oyunculardan birinin adi adele oldugundan kayitlarda hep onun adi geciyormus. Inanabiliyor musunuz? Bayildim bu dogalliga bayildim, yonetmenin diger filmlerini de izlemek icin sabirsizlaniyorum.

Bir baska dikkatimi ceken ve bircok yerde okudugum konu ise makyaj ve sac olayi. Filmin bir makyozu ve kuaforu yok. Zaten cogu sahne makyajsiz cekilmis. Sac meselesinde ise oyuncular istedikleri gibi kullanmislar saclarini. Bu da tabii oyuncunun kendi saciyla oynayip, dogal hareketlerini kayda alabilecek kadar dogal bir akisa imkan vermis.

Bir de ozellikle son sahnelerde -korkmayin spoiler verip bozmayacagim buyuyu. Cunku gercekten cok cok guzel, duru, gercek bir film- yakin plan cekimlerde devamlilik meselesi harika yakalanmis. Akan burun, damlayan gozyasi... Bir yandan bir mendil verip aglayan karaktere yardimci olmak istiyorsunuz, bir yandan da yasanan kalp kirikligi karsisinda solugunuzun kesildigini ve siz oylr bir kalp kirikligi yasasaydiniz ben de burnumu silecek gucu bulamazdim diye hak veriyorsunuz.

Filmin cok konusulan bir baska meselesi de su sekilde dostlar. Filmde gercekten cok fazla seks sahnesi var. Oooo spartacus sezon iki gibi surekli bir dayatma yok ama yerinde ve zamaninda cidden cesur sahneleri iceriyor. Bu durum cesitli tepkiler cekmis ama film bittiginde oturup da bu sahneleri takan bir izleyici olacagini sanmiyorum.

All in all, izlemenizi gercekten oneririm. Film bittiginde zamanin siz hic farkinda olmadan nasil aktigina sasiracak, sanki iki tanidiginizin hikayesine tanik olmus gibi gercek bir anlatimla uc saatinizi gecirmis olacaksiniz. 


dipdipnot: neden bilemiyorum ama başrollerden Adele Exarchopoulos'u acayip bir şekilde summer glau'ye benzetmekteyim. galiba bir sredir sürekli joss whedon dizileri izleyip, summer'ın bu dizilere sürekli konuk olması ile alakası olabilir. ama nedense özellikle firefly'daki o dalgın hallerine çok benziyor adele'in bankta dalgın dalgın oturan hali filan.