verdiğim uzun aradan sonra klavyenin başına tekrar geçmeden önce uzun uzun tüm yazılarımı gözden geçirdim. çünkü yazmak, benim için biraz da kendini temize çekmek. geçmişteki ben'i izlemek bugünkü ben'in gözlerinden. farklılıkları görebilmek, tanımak, düşünüp tartmak ve çıkarımda bulunmak olmasa bile nedenini anlamaya çalışmak, nedenini hayatıma bağlayabilmek.
işte tüm bu düşünceler içerisinde yazılarımı incelerken, bir yandan da yazmak istediğim konuları konu başlığıyla boş bir taslağa ekledim. ekledim ki, 4 yıldır zihnimin çekmecelerinde birikenler artık özgürlüğüne kavuşsun ve zihnim daha fazla taşımak zorunda olmadığı yüklerinden kurtulsun. not aldım: uyku düzeni ve erken uyanmak.
evet, yazmak istediğim ana konulardan biri kendimde gözlemlediğim erken uyanabilme yetisi. bu hissi son 2 yıl civarı yaşıyorum. sabahları alarm kuruyorum ama alarm çalmadan 15 dakika önce uyanıyorum. ya da mesela akşam vakti, saat 11.30 gibi uykum geliyor, salonda sızıyorum ve gece 2 gibi süklüm püklüm odama dönüyorum. bazen odamda uyurken, 4'te, sabah 7'de ya da enteresan bir şekilde gün doğarken uyanıyorum. yeniden yattığımda da, haftasonu 11'i görürsem uyanış saati olarak şanslıyım. genelde 9-9.30 hadi bilemedim 10 gibi uyanmış oluyorum. hey gidi bu uyku düzeni ben öğrenciyken neredeydi? sabahları sürünerek kalkıp, 30 tane alarmla bütün apartmanı uyandırdığım günlerin çilesi neden yaşanmıştı? öğrenciliğe kadar da gitmeyeyim, çalışma hayatımın başları, devamı, erken kalkış çilesiyle nasıl da ızdıraplı olmuştu sabahları. ama geceler öyle miydi?
gece sessizliği. Kasım 2012'de yazdıklarım bu yazdıklarımın tam tersi. nasıl da mutluyum gecenin sessizliğinin tadını çıkarabiliyorum diye. şu anda da belki otursam oturuyorum gece vakti, sevdiğim bir dizi, film, hiç gözümde büyümeden izliyorum ama ah o sabahları, nasıl da erken kalkabiliyorum, asla çözemedim, anlayan beri gelsin.
yaşlanmak mı bunun sebebi? sabah erken kalkabilmenin gururu, tam da bu yaşlarda mı yükleniyor insanın bünyesine acaba? sonraki 10 yılda, sabah erkenden kalkmaktan kötü mü bahsediliyor mesela? benim kendi ailemden duyduğum biz bu sabah 7'de uyandık sözlerine cevaben ama neden uyumuyorsunuz cümlesini ben de kendi çocuklarımdan mı duyacağım acaba?
çok garip dostlar. 10 yıl önce yazdığınızın tam tersi durumu yaşamak, üstelik tam ters hislerle. geceden vazgeçmeden, ama gündüzün gürültüsüne uyanıp, günü kaçırmamanın mutluluğunu yaşayarak hayatta devam etmek.
insan ister istemez düşünüyor, daha neler değişecek zihnimde, fikrimde? neler bekliyor beni yazılarıma geriye dönüp baktığımda gelecekte? temize mi çekiyorum, yeniden mi yazıyorum hayatımı?
tüm bu sorular belirsizce havada süzüle dursun, cevabını elbet bugün / yarın alacağım.